Günümüzde; milletimizin temel değerleriyle ilişkisini zayıflatan değişim ve dönüşüm, gün geçtikçe bir “kimlik problemi”ne dönüşmüştür. En büyük problem de din alanında yaşanan tahribattır. İslam âlimleri tarafından, temiz kaynağından bizlere taşınan Ehl-i Sünnet itikadına olan ihtiyaç, toplumun her kesiminde gözle görülür bir şekilde hissedilmektedir.
Dini, doğru kaynaktan öğrenip referans kaynağı olacak; üniversitelerde akademisyen, Diyanet teşkilatında müftü, vaiz, imam-hatiplik, okul ve yurtlarda eğitimcilik yapacak; gazete, radyo ve televizyonlarda dinimizi anlatacak nitelikli bireyler yetiştirilmesi, büyük bir ihtiyaç olarak karşımızda durmaktadır. Bütün bu ihtiyaçları karşılayacak Ehl-i Sünnet’e uygun bir şekilde İslamî ilimler eğitimi veren bir kurumun lüzumu, İstanbul İslamî İlimler Akademisinin kuruluşunu gerekli kılmıştır.