Page 45 - Akademi Dergisi Temmuz
P. 45

AKADEMİ TEMMUZ 2024                                                                  İlim ve Araştırma Dergisi
                                                        İSTANBUL İSLAMİ İLİMLER
                                                           AKADEMİSİ
         Bu  makalemizde,  mezheplerin  ortaya  çıkı   serencamını  ve  hak   2- Hadis-i  eri erin Peygamber’imize nisbet edilmesi hususun-
         mezheplere i iba etmenin erkek ve kadın bütün mü’minler   da ortaya çıkan görü  ayrılıkları:
         üzerinde ta ıdı ı hayatî de eri anlatmaya çalı aca ız.   Yukarıda zikredilen husus, aynı lafızla ifade edilen hadislerde de
                                                              söz konusudur. Bu durum hadis içinde geçen bir kelimenin iki
         1.1 Mezhep Kavramının Lügat ve Istılah Manaları      farklı  ekilde yorumlanmasına racîdir. Bazen de birbirine zıt olan
         Mezhep kelimesi, malum oldu u üzere      (zehebe)  ilinden   iki hüküm, farklı hadislerde zikredilmi tir. Esbâb-ı vürûdi’l hadis
         türeyen Arapça bir kelimedir. Ço ulu “mezâhib”tir. Sözlükteki   ilmi ve te’vili muhteleful hadis gibi disiplinlerin ı ı ında tenakuz
         anlamı gidilen veya tutulan yol demektir. Terim olarak ise “dinin   gibi görünen hadislerin tahlili yapılarak karma ıklıklar giderilm-
         aslî veya fer‘î hükümlerinin dayandı ı delilleri bulmakta ve bunlardan   i tir.
         hüküm çıkarıp yorumlamakta otorite sayılan âlimlerin ortaya koydu u
         görü lerin tamamı veya belirledikleri sistem”    eklinde ifade edilir.     3- Müslümanlarla farklı dinlerin müntesipleri arasında ya anan
         Yaygın olarak kullanılan bir di er biçimi, “bir müçtehidin çıkardı ı   münazaralarda benimsenen kelamî metod farklılıkları:
         ahkâmın hepsi”  eklindedir.                          Müslüman co rafyasının geni lemesi, farklı din  mensuplarının
         Mezheplerin ortaya çıkı  sürecinde bir de bu mezheplerin kendi   ili kilerinin kuvvetlenmesine sebebiyet vermi tir. Zamanla geli en
         bünyelerinde çe itli  ubelere ayrıldı ını belirtmek için kullanılan   sosyal ve idari ili kiler yanında ilmî olarak da birbirlerinden
         fırka kavramı ne et etmi tir. Fırka kelimesinin sözlük anlamı,   etkilenen halklar, kendi aralarında  kir teâtisinde bulunmaya
         “ayırmak, bölmek, açıklayıp hükme ba lamak”  eklindedir. Terim   ba lamı tır. Tercüme faaliyetlerinin hız kazanmasıyla,  slamiyet
         anlamı olarak, “ slâm  kir (tefekkür) tarihinde kendilerine has siyasî   hakkında menfî ifadeler kullanan kimselere cevap verme zorunlu-
         dü ünce veya itikadî telakkilere sahip bulunan gruplar için”   anlamın-  lu u do mu tur. Bu konuda yetkinli e sahip olan ulemanın
         da kullanılmı tır.                                   birbirinden farklı metotlar benimsemesi, mezheplerin ortaya
                                                              çıkı ında rol oynamı tır.
         Mezhepler, itikâdî ve fıkhî olmak üzere ikiye ayrılır.  tikâdî mezhe-
         pler, dinin inanca yönelik esaslarıyla ilgili farklı görü ler ortaya koyan                                                   halledilmesi tara arı olmu ken kimileri ise vefat haberinin verdi i
         gruplardır. Fıkhî mezhepler ise, “dinî hayata ve hukukî ili kilere dair                                                      halet-i ruhiyye ile yapılan ve söylenenleri bir saygısızlık olarak   Daha önce de bahse i imiz gibi Asr-ı Saadet Dönemi’nde toplum
         olan meselelere yönelik olarak” ortaya çıkan mezheplerdir.                                                                   addetmi tir. Bu tür siyasi konularda takınılan farklı tavırlar da süreç   içinde ortaya çıkan meseleler,  ari-i Mübîn olan Allahü Teala’dan
         1.2 Mezheplerin Ortaya Çıkmasına Sebep                                                                                       içinde  farklı  mezhep  ve  fırkaların  ortaya  çıkmasına  sebebiyet   aldı ı ilham ve yetki ile Peygamber Efendimiz tarafından çözüme
                                                                                                                                                                                            kavu turuluyordu. Ancak vefatı akabinde birtakım grupla malar
                                                                                                                                      vermi tir.
         Olan Etkenler                                                                                                                                                                      ba  göstermi tir. Hazret-i Ali ve Hazret-i Muaviye (radiyallahü
          slam tefekkür tarihi bünyesinde adı geçen hiçbir grup veya                                                                  1.3  tikâdî ve Fıkhî Gayelerle Ortaya Çıkmı           anhüma) Efendilerimiz arasında ya anan Sı n Sava ı’ndan sonra,
         doktrin, amaçsız ve sebepsiz bir  ekilde ortaya çıkmamı tır. Her                                                             Mezheplerin Ayrımı ve Özellikleri                     halife seçimi için hakem tayin etme kararına kar ı çıkan bir grubun
         birinin ortaya çıkmasını sa layan dinî, içtimâi ve siyasi sebepler                                                           Öncelikle mezhepler konusunda yapılmı  tasni  nakledelim:   Hazret-i Ali’den ayrılmasıyla “Haricîler” adı ile isimlendirilen
         bulunur. Bu çalı mamıza konu olan fıkhî ve itikâdî mezheplerin de                                                                                                                  güruh olu mu tur. Amelin imandan bir parça oldu unu savunan
         hiç  üphesiz ortaya çıkıp ne vünema bulmasında birtakım etkenler                                                             Makalemizin ba ında da belir i imiz üzere mezhepler; itikâdî ve   bu insanlar, günah i leyip dinden çıkan bir devlet ba kanına itaat
         rol oynamaktadır. Amacımız, bu etkenleri tarihî gerçekliklere                                                                amelî (fıkhî) olarak ikiye ayrılır.  tikâdî sebeplerle ortaya çıkmı    edilmeyece ini ileri sürdüler. Böylelikle  slam dü ünce tarihinde
         uygun olarak nakletmek ve mezhepler arasındaki farklılıkların                                                                olan mezhepler kendi arasında ehl-i sünnet olan ve olmayan   birçok alt dallara ayrılmanın yolu açılmı  oldu. Sürecin devamında;
         kayna ına ula maktır.                                                                                                        mezhepler olarak ikiye ayrılır. Ehl-i Sünnet bünyesinde kurulan   kaza ve kader, Kur’ân’ın mahluk olup olmayı ı, büyük günah
                                                                                                                                      itikâdî mezhepler de “Mâturidî” ve “E ’arî” olmak üzere ikiye
         Toplum içinde  üyû bulan her  krin toplum tabanında yer                                                                      ayrılır. Bunun yanında amelî mezhepler, günümüze ula an ve   i leyenin durumu vb. gibi müstakil konular altında tartı malar
         almasının ba lıca sebebi, insanların belli konulara olan bakı                                                                ula amayan    mezhepler olarak tasnif edilebilir. Günümüze   ba lamı ,  slam toplumu içinde çe itli itikâdî fırkalar do mu tur.
         açılarıdır. Bunun yanında mezheplerin te ekkülü, zuhur e ikleri                                                              ula amayandan maksat Peygamber’imizin vefatı akabinde ortaya   Bu fırkalar, örneklerini verdi imiz itikâdî meseleler ı ı ında ortaya
         co rafyanın barındırdı ı sosyal  artlar, siyasi sürtü meler, eski din                                                        çıktı ı bilinen fakat içtihatlarının ve kâidelerinin tedvin edileme-  çıkmı tır.  Hazret-i  Ali  Efendimiz’in  halife  olarak seçilmesinden
         ve medeniyetlerden kalan unsurlar, gelenek ve ör erin tesirleri ile   4- Yeni olaylar, yeni  meseleler kar ısında   slam âlimlerinin   mesi, tedvin edilmeye ba lamı  olsa dahi sorumlu talebelerin   itibaren ortaya çıkan (656) bu mezhepler, yalnızca  krî hareketle-
         ili kilidir .                                        farklı içtihatları:                                                     vefatıyla bu faaliyetlerin bir sonraki nesle aktarılamaması, mezhep   rden ibaret olmayıp aynı zamanda ortaya çıktı ı toplumun
                                                                                                                                                                                            özelliklerini de barındırmaktadır.
                                                              Hazret-i  Ali  Efendimiz’in  (radiyallahü  anh),  “ lim  bir  noktaydı,   bünyesindeki görü lerin di er mezheplerdeki görü lerin ço un-
         Dolayısıyla  kir hareketleri, toplum hayatından ve sosyal olaylar-                                                           lu u ile aynı olması vb. sebepler nedeniyle günümüze ula amayan
         dan tecrîd edilemez, giri  hâldedir. Mezhepler, bir dine ba lı olan   cahiller onu ço al ı.”  eklindeki buyru unu bu konuda referans   mezheplerdir .                              Fıkhî mezheplere gelince amelî mezhepler adıyla da anılan bu grup,
         toplumun manevi yapısıdır.  slam mezheplerinin ortaya çıkmasın-  olarak verebiliriz. Hayat  artlarının de i mesi, di er din mensu-                                                 Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) ve sahabe-i
         da rol oynayan etkenleri birkaç madde hâlinde özetleyelim:  pları ile olan muhataplı ın günden güne güçlenmesi yeni soruları   Bu mezheplere misal olarak Hazret-i Âi e, Abdullah  bn Mes‘ud,   kirâm hazerâtından gelen din anlayı ının hayata entegre edilmesi
                                                              akıllara getirmi tir. Bu soruların yöneltildi i âlimler; soruları,      Atâ  b.  Ebî  Rebâh,  Ebû’l-Leys  es-Semerkandî,  Süfyân  es-Sevrî,   konusunda do an farklılıklardan ne et etmi tir. Bu farklılıklar ilk
         1- Vehle-i ûlâ olarak Kur’ân-ı Kerim’in bazı ayetleri ile Peygam-  mütevazi bir  ekilde, kendilerine kadar gelen ilmî gelene e göre   Süfyân b. ‘Uyeyne, Hasan-ı Basrî gibi sahabeden, tabiînden ve   duyuldu unda menfî bir nüansmı  gibi görünse de âlimlerimiz
         ber Efendimiz’e (sallallahü aleyhi ve sellem) ait olan hadislerin   cevaplamaya çalı mı lardır.  Sonuç olarak birden  fazla içtihadın   sonraki nesilden de mezhepleri olan ki ileri verebiliriz . Konuyla   tarafından                  (Ümmetimin ihtilafı rahme ir.) hadis-i
         bazılarına yönelik olan yorum farklılıkları:         ortaya çıkması, zamanla insanların kendilerine yakın hisse ikleri       ilgili olarak son dönem  slam hukukçularından olan Muhammed    eri nde geçen bir zenginlik olarak addedilmi tir.
         Peygamber’imiz berhayat iken insanların din ile ilgili sorularına   ki ilerin fetvalarına uyma e ilimini do urmu tur. Bu e ilim de   b. Hasan el-Hacvî’nin  “el-Fikru’s-Sâmî fî Târîhi Fıkhi’l- slâmî”   Bu iki grup arasındaki en büyük fark, yazılanlardan da anla ılaca ı
         direkt olarak muhatap olmu , meselenin ana kaynaktan hâlline   mezheplerin ortaya çıkmasında rol oynamı tır.                 isimli eserine bakılabilir. El-Hacvî, günümüze ula amayan   üzere ortaya çıkmalarına neden olan temel âmillerdir.  tikadi
         imkân tanımı tır. Vefatı akabinde ortaya çıkan anla mazlıklar,   5-  mamet-hilafet (devlet ba kanı) meselesi de dâhil olmak   mezhepleri “tedvîn edilmi  mezhepler” olarak zikrederek on üç   mezhepler, sosyal meselelerin etkisiyle ortaya çıkan anlayı
         sahabe-i  kiram  efendilerimizin  içtihatları  ile  çözümlenmi tir.   üzere siyasi olarak adlandırılabilecek konular hakkındaki idarî   tanesini belirtmi  ve ilk sırayı da Hasan-i Basrî Hazretleri’ne   farklılıklarıyken, amelî mezhepler ise dinin uygulanması hususun-
         Fakat bazen insanların aynı soruyu birden fazla sahabeye sorup   görü  farklılıkları:                                        (radiyallahü anh) vermi tir.                          da önem arz eden hükümlerin farklı algılanı  biçimleridir.
         birbirinden farklı cevaplar almaları ayet-i kerimelerde bulunan   Peygamber’imizin  vefatından  hemen  sonra ortaya  çıkan devlet   Günümüze ula an ve varlı ını devam e iren amelî mezhepler de
         bazı kelimelerin mu lak oldu u kanaatini ortaya çıkarmı tır   reisi  çeki melerinde  kimi  sahabîler  meselenin  acil  olarak   kendi içinde; Hane ,  a i, Maliki ve Hanbelî olarak ayrılmaktadır.
         (Bakara Suresi 228. ayet).                                                                                                   Bu mezhepler,  slam’ın yaydı ı halenin en güçlü halkası olan Ehl-i
                                                                Üzüm,  lyas. “Mezhep”. Türkiye Diyanet Vakfı  slâm Ansiklopedisi. 29: 537-542. Ankara: TDV Yayınları, 2004.
                                                                Topalo lu, Bekir. “Fırka”. Türkiye Diyanet Vakfı  slâm Ansiklopedisi. 13: 35. Ankara: TDV Yayınları,1996.  Sünnet ve’l-Cemaat yolunun müntesipleridir. Ehl-i Sünnet genel
                                                                Hizmetli, S. “ tikadi Mezheplerin Do u u”. Ankara Üniversitesi  lahiyat Fakültesi Dergisi 26 (1983): 653-680  çerçevedir ve bu mezheplerin dayandı ı çizgidir.

                                                                                                     AKADEMİ  I  43
   40   41   42   43   44   45   46   47   48   49   50