Page 39 - Akademi Dergisi Temmuz
P. 39

SEN NELER GÖRDÜN




                  EY İSTANBUL



                                                                                            MİSAFİR YAZAR

                                                                                               Ayhan Özbek





                                                              Hocasının atının aya ından sıçrayan çamura hürmet eden büyük
                                                              sultanlar da gördün, bu kıymetli ecdadı inkâr edip onların yaptı ı
                                                              muhte em eserleri ahır yapanları da.
                                                              Karun mesabesinde zenginleri de gördün; gönülleri bo , içinde
                                                              vatan, millet, bayrak ve din sevgisi olup da yamalı elbiselileri de.
                                                              Yüzüne edepten bakılmayacak muhterem zatları da gördün, suratı-
                                                              na tükürmeye de meyecek zavallı insanları da.
                                                              Ah  stanbul ah! Hep iyilere sabre in, kötülere  ükre in, beterin
                                                              beteri var diye.
                                                              Var olu undan beri nice zaferlere ve umarsız ihanetlere  ahit oldun.
                                                              Hepsini ba rına bastın.  ehit olana kabir, zelil olana çukur oldun.
                                                              Çok kederli günler de ya adın lakin topra ından kan ve gözya ı
                                                              fı kırırken bile kaybetmedin vakarından hiçbir  ey.
                                                              O kutlu gün gelip çatınca kapına ve içeri girince medeniyetin gerçek
                                                              saltanatı, etrafını çeviren sular kadar sevinç gözya ı döktün sen. Bu
                                                              sevinci ve bahtiyarlı ı hak ederek yıllarca nesilden nesile ya a ın bu
                                                              mutlulu u.
                                                              Acıkana, sabahları Eminönü'nde çıtır simitleri  e atle ikram
                                                              ederken ö leden sonra balık ekmekle avu un ne sleri. Susayanlar
                                                              kana kana içti Eyüp Sultan’da zemzem mesabesindeki suyundan.
                                                              Yedi tepende yedi menkıbe ile gezdi insanlar, kiminin gözü bu ulu
                                                              ve kalbi incelerek. Ama hep  u çı lı ı duydular hepsi: Benim sahip
                                                              çıktı ım ve ba rıma bastı ım kadar yeni nesiller de sahip çıkıp
                                                              ba rına bassınlar beni.  Bu çı lık, onu  stanbul yapan ve onun her
                                                              soka ına bir sır ve hatıra saklayan ecdadımızın hakkı ve iste idir
                                                              aslında.
                                                              Kimine analık babalık, kimine de karde lik ve yârenlik yapan bu
                                                               ehr-i  stanbul'un artık, “Ben neler gördüm?” diye hayı anmaktan
                                                              kurtulması  ancak ona sahip  çıkacak nesillerle muhatap olmasını
                                                              sa lamaktan geçer.
                                                              Bütün dünyada parmakla gösterilen, üzerine  er planlar yapılan,
                                                              birçok kültür ve medeniyete ev sahipli i yapmı  bu  ehir, gerçek
                                                              sahiplerinin himayesinde mutlu olmayı hak etmektedir.  Bu hakkı
                                                              da ancak bu  ehrin her soka ına saklanmı  sır ve hatıralara vâkıf
                                                              olan, asil ve asıl kültür ahlakıyla yeti mi  yeni nesiller verebilir.
                                                              “Ben neler gördüm?” diye hayı anma artık  stanbul! Senin
                                                              omuzunda a layıp kollarında mutlu olan, acıkınca simidin ve
                                                              ekme inle doyan, susayınca hem bedenini hem de ruhunu
                                                              susuzluktan kurtaran vefalı bir neslin çocukları var artık.
                                                              Senin yedi tepende onlar gezecek ve gezdirecek. Dilden dile onlar
                                                              anlatacak seni ve seni  stanbul yapanları. Asırlardır anlatılan  ne
                                                              kadar iyi ve kötü hatıra var olduysa asırlar sonra da anlatılacak.
                                                              Bütün iyi  eylere vefa, beka ve sadakati de ekleyip kendi kültürüne,
                                                              medeniyetine,  ehrine ve en mühimi  stanbul’una sahip çıkacaktır.

                                                                                                    AKADEMİ  I  37
   34   35   36   37   38   39   40   41   42   43   44