Page 25 - Akademi Dergisi Temmuz
P. 25

AKADEMİ TEMMUZ 2024                                                                  İlim ve Araştırma Dergisi
                                                        İSTANBUL İSLAMİ İLİMLER
                                                           AKADEMİSİ
                                                               mam-ı Gazâlî Hazretleri; kelâmı, ehl-i sünnet inancını koruyan ve
                                                              ehl-i bidatın sapkın dü üncelerine kar ı onu savunan bir ilim olarak
                                                              tanımlamı tır. Ayrıca  mam-ı Gazâlî Hazretleri, dinin temel
                                                              esaslarıyla aklın ilkelerini uzla tırmayı yalnızca Ehl-i Sünnet
                                                              âlimlerinin ba arabilmi  oldu unu vurgulamaktadır. Ha viyye ile
                                                              Mu’tezile gibi iki a ırı uçta bulunan fırkalar bu fonksiyonu icra
                                                              edecek yöntemlerden  yoksun oldu unu belirtmektedir.   bn
                                                              Haldûn (ö. 808/1406) ise kelâmı, “inanç esaslarını aklî delillerle
                                                              tartı arak üstün kılmaya ve akâid alanında Selef-i Sâlihin ile Ehl-i
                                                              Sünnet yolundan yüz çeviren bid’atçıları reddetmeye dair bilgileri
                                                              içeren ilim olarak tarif etmi tir.
                                                              Kelâm ilminin  yukarıda ifade  edilen   slâm  inancının  temel
                                                              esaslarını tespit etme,  slâm inancına yöneltilen ele tirileri cevapla-
                                                              ma ve ortadan kaldırma gibi temel hedef ve amaçlarının yanı sıra
                                                              tâli ba ka hede eri de vardır. Adudüddin el-Îcî bunları maddeler
                                                              halinde  u  ekilde ifade etmi tir:
                                                              1. Do ru yolu arayanlara kesin delillerle do ru yolu göstermek ve
                                                              hakkı kabul etmeme konusunda inat edenleri deliller ortaya
                                                              koymak suretiyle susturmak.
         Görüldü ü  üzere söz  konusu tanımda  Seyyid  erif  Cürcânî   2. Dinin temel esaslarını, batıl ehlinin  üphelerine kar ı korumak.
         Hazretleri; nübüvvet meselesini, tanıma dâhil etmemi tir. Ömer   3. Kelâm ilminin amaçlarından biri de di er  er'i ilimler için bir
         Nasuhi Bilmen Muvazzah  lm-i Kelâm isimli eserinde, kelâm ilmini   temel olu turmaktır. Zira kelâm, di er  er'i ilimler için bir temel/e-
         nübüvvet ve âhireti de kapsayacak  ekilde ele almı tır. Ona göre   sas konumundadır. Bu bilimler, kelâm ilminin tespitlerine
         kelâm ilminin tanımı  u  ekildedir: “Yüce Allah’ın zât ve sıfatların-  dayanarak yorumlarda bulunur ve ondan iktibaslar yapar.
         dan, nübüvvet ve risâlete ait meselelerden, ba langıç ve sonuç itibariyle   4. Kelâm ilminin bir amacı da mümin ki inin niyetini sa lam
         mükevvenâtın hâllerinden  slâm kanunu üzere bahseden ilimdir.”    kılmak ve itikadının kuvvetli olmasını sa lamaktır. Zira niyet ve
         Kelâm ilminin konusuna göre yapılan bu tari e dikkati çeken iki   itikad sa lam olmadıkça amellerin kabul olması beklenemez.
         kayıt bulunmaktadır. Bunlardan biri, onun yaratılmı ların   5. Yukarıda sayılanların üstünde ve ötesinde kelâm ilminin bir
         durumundan mebde ve meâd itibariyle bahsedi i, di eri de  slâm   amacı vardır ki o da iki yurdun, âhiret ve dünyanın mutlulu unu
         kanunu üzere olu udur. Aslında  zik, kimya, biyoloji, matematik   kazandırmaktır.
         gibi pozitif bilimler de varlıkların durumlarından bahsederler.
         Yalnız mevzubahis bilimler, varlıkları ele alırken onları ba langıç ve   Sonuç
         son (mebde ve meâd) yönüyle ele almazlar. Yani “Bu olaylar   Kelâm ilmi, asırlar boyunca  slâm âlimlerin çabalarıyla  slâmiyet’i
         nereden meydana geliyor? Bunları meydana getiren ilk sebep   bid’at ve sapkın dü ünceler kar ısında muhafaza etmi  ve Müslüman-
         nedir? Yaratılı ındaki gaye ve hikmet nedir? Öldükten sonra ne   ları, Peygamber Efendimiz’in “sallallahu aleyhi ve sellem” bildirdi i
         olacaktır?” gibi sorulara cevap aramazlar. Onlar, varlıkları sadece   iman bilgilerine ula ması yönünde vasıta olmu tur. Bununla birlikte
         duyu organlarının alanına giren yönleriyle ele alırlar. Kelâm ilmi ise   kelâm ilmi, dinin inançla ilgili yönünü hedef alması itibariyle de ayrıca
         bu noktada pozitif bilimlerden ayrılır, olayları ba langıç ve son,   ba ka bir öneme sahiptir. Nitekim  slâm âlimleri, Müslüman olan bir
         yaratılı  ve âhiret açısından incelemek suretiyle de erlendirmeye   kimsenin önce do ru bir itikada sahip olması gerekti ini bildirmi ;
         tâbi tutmaktadır.                                    daha sonra dinin amelle alakalı olan yönlerini yani fıkıh bilgilerini
                                                              ö renmesi gerekti ini bildirmi lerdir.
         Kelâm ilmi,  slâm kanunu üzere olu  kaydıyla da felsefeden ayrılır.
         Felsefe de kelâm gibi Allahü Teâlâ’nın zatı ve sıfatlarını, ba langıç   Kaynakça
         ve son itibariyle yaratılmı ların durumlarını konu edinir. Fakat bu   Beyâzizâde.  mam Azam Ebu Hanife’nin  tikâdî Görü leri. çev.  lyas Çelebi.
         hususta felsefenin hareket noktası akıldır. Akıl ile çeli kili gördü ü    stanbul: Marmara  lahiyat Vakfı Yayınları, 1996.
         konularda nakli yani âyet-i kerîme ve hadis-i  eri eri kabul etmez.   Bilmen, Ömer Nasuhi. Muvazzah  lm-i Kelâm Dersleri.  stanbul: Ravza Yayınları, 2014.
         Kelâmın hareket noktası ise vahiydir, nakildir. Kelâm her ne kadar   Cevheri,  smâil b. Hammâd. Tâcü’l-Luga. Bilinmiyor, 2001.
                                                              Cürcânî, Ebü’l-Hasen Alî b. Muhammed b. Alî es-Seyyid e - erîf. et-Ta’rîfât.
         inanç konularının açıklanması ve ispatında akla yer verse de vahyi,   Lübnan: Darü’l-Kütübi’l- lmiyye, 1983.
         hareket noktası kabul eder;  slâmî prensiplere ba lı kalır. Kelâm bu   Fîrûzâbâdî.  Kâmûsu’l-Muhît Tercümesi. çev. Mütercim Âsım Efendi.  stanbul: Türkiye
         yönüyle, salt akılcı davranan ve vahyi çıkı  noktası kabul etmeyen   Yazma Eserler Kurumu Ba kanlı ı, 2013.
                                                              Gazâlî, Ebû Hâmid Muhammed b. Muhammed b. Muhammed b. Ahmed el-. el-Mınkiz
         felsefeden ayrılır.                                  mine’d-dalâl (Mecma’u resâili’l-imam el-Gazâlî içinde). Beyrut: Daru’l-Fikr, 2000.
                                                               bn Haldun, Ebû Zeyd Veliyüddîn Abdurrahman. Mukaddime. çev. Halil Kendir.  stanbul:
         Gayesi esas alınarak yapılan tanımda ise kelâm “kesin deliller    maj Yayınları, 2004.
         ortaya koyarak ve  üpheleri ortadan kaldırarak dinî inançları ispat   Îcî, Adudüddin el-. el-Mevâkıf    lm’l-Kelâm. Beyrut: Âlemu’l-Kutub, 1325.
         etmeye ki iyi muktedir kılan ilimdir.”  eklinde tanımlanmı tır.     Mustafa,  brahim vd. el-Mu’cemü’l-Vasît.  stanbul: Ça rı Yayınları, 1989.
         Ku kusuz, yukarıdaki tanımdan kelâm ilminin iki temel hede nin
         oldu u anla ılmaktadır. Bunlardan birincisi  slâm inancına konu     Ömer Nasuhi Bilmen, Muvazzah  lm-i Kelâm Dersleri ( stanbul: Ravza Yayınları, 2014), s. 5.
         olan Allahü Teâlâ’nın varlı ını, birli ini, nübüvvet ve âhireti kesin     el-Îcî, el-Mevâkıf    lm’l-Kelâm, s.7.
                                                                 Ebû Hâmid  Muhammed  b. Muhammed  b.  Muhammed b.  Ahmed  el-Gazâlî,  el-Mınkiz
         delillerle ispat edip temellendirmek, ikincisi ise Müslüman   mine’d-dalâl (Mecma’u resâili’l-imam el-Gazâlî içinde) (Beyrut: Daru’l-Fikr, 2000), s. 541.
         olmayanların  slâm dinine yönel ikleri itirazlara cevap vermek,     Ebû Zeyd Veliyüddîn Abdurrahman  bn Haldun, Mukaddime, çev. Halil Kendir ( stanbul:  maj
                                                              Yayınları, 2004), s. 638.
         onların ileri sürdükleri delilleri çürütmektir.         el-Îcî, el-Mevâkıf    lm’l-Kelâm, s. 8.
                                                                                                     AKADEMİ  I  23
   20   21   22   23   24   25   26   27   28   29   30