Page 20 - Akademi Dergisi Temmuz
P. 20

NİÇİN VE NASIL BİR DİN




                 EĞİTİMİ VERİLMELİ?






                 Yeryüzündeki bütün idare, sistem ve yapılar; önce insan        Prof. Dr. Mustafa  eker
                 e itimine yönelir. Bunu da kaliteli bir hayat tarzını hedef    Ö retim Üyesi - YTÜ
                 alarak yaparlar. Çünkü insanı e itmek demek nihayetinde
                 toplumu e itmek olaca ından cihanın mutlulu u da buna
                 ba lıdır. Dolayısıyla inanmak, insan için en önemli
                 ihtiyaçların ba ında gelir.



                                                             nsan olmanın erdemi ve haysiyeti, yaratılı  maksadına uygun bir
                                                            hayat tarzını seçmesine ba lıdır. Kalp kırmayan, vatanına, milletine
                                                            ve Rabbine kar ı sorumluluklarının idrakinde bir insan; hiçbir
                                                            kavganın ve huzursuzlu un kayna ı olamayaca ı gibi kendi içinde
                                                            de vicdanî huzur ve mutlulu u ile çevresine pozitif  enerji
                                                            yayacaktır. Pozitif enerji yayan insanlar da “kırık cam teorisinde”
                                                            oldu u gibi bu defa müsbet manada ba ka mutlulukların da
                                                            kayna ı olacaktır. Bu sebeple ruhî doyum, insanın en fazla ihtiyaç
                                                            duydu u bir husustur. Ruhunu ve vicdanını doyuramayan insan
                                                            kadar tehlikelisi yoktur. Aklının ve kalbinin yerine nefsinin, geçici
                                                            zevklerinin pe inden  ko an bir  insan, atom  bombasından  daha
                                                            tehlikeli olabilir, sadece kendine de il çevresine de tesirini uzun
                                                            yıllar gösterecek büyük zayiatlar verebilir. Bu sebeple insan ruhuna
                                                            hitap eden bir e itim vermek sadece ki inin kendi huzuru için
                                                            de il, toplumun da mutlulu u için elzemdir.
                                                            Yeryüzündeki bütün idare, sistem ve yapılar; önce insan e itimine
                                                            yönelir. Bunu da kaliteli bir hayat tarzını hedef alarak yaparlar.
                                                            Çünkü insanı e itmek demek nihayetinde toplumu e itmek
                                                            olaca ından cihanın mutlulu u da buna ba lıdır. Dolayısıyla
                                                            inanmak, insan için en önemli ihtiyaçların ba ında gelir. Büyük
                                                            devletler de zayıf yönetimler de bu konuda her türlü tedbiri alırlar.
                                                            Bu hususta, Afrika’daki kabileler de Batı dünyasının büyük güçleri
                                                            de aynı re eksi sergilerler.
                                                            Ülkemizde  din   e itimi  konusunda  çe itli  faaliyetler
                                                            yürütülmektedir. Fakat  imdiye kadar din ö retiminde alınan
                                                            tedbirler,  “problem çıkarmayan insan yeti tirme” re eksinden
                                                            kaynaklansa  gerek,  ço unlukla  yüzeysel  kalmı tır.  “ nansın ama
                                                            dindar olmasın, dinî bilgilere sahip olsun fakat derinli ine dalmasın,
                                                            dini hayatı ya asın ama telkin etmesin” anlayı ıyla güdülen bir
                                                            yakla ım,  u an deizm gibi olu umlara da yol açmaya ba lamı tır.
                                                            Çünkü deizm,  sadece yüzeysel  bir dinî  hayatın beklentilerini
                                                            kar ılamayı hedef edindi i için muva akiyetin  ifrelerinin saklı
                                                            oldu u 1400 yıllık “Edille-i  eriyye Formülü”nü yok saymayı
                                                            kendine  iar edinmi tir. Bu anlayı ın amacı da maalesef, yeni bir
                                                            “GDO’lu Müslüman” kimli i ve nesli olu turmaktır.
                                                            Deizm,  “ana kaynaktan beslen ve kendi dininin kriterini kendin
                                                            belirle!” manası da ta ır. Dolayısıyla büyük  slam devletleri kuran
                                                            yüce insanların bıraktı ı e siz mirası bırakıp; sahte bir din algısı
                                                            meydana  getirmek,  bilerek/bilmeyerek  nesillerin kimyasını
                                                            bozarak, davası olmayan bir nesil yeti tirmektir. Bu durum ise
                                                            yeryüzünden silinip gitmenin ilk merhalesi olup tarih boyunca
                                                            Müslümanlarla sava anların do rudan/dolaylı kullandı ı bir
                                                            mücadele metodudur.

         AKADEMİ  I  18
   15   16   17   18   19   20   21   22   23   24   25