Page 28 - Akademi Dergisi Temmuz
P. 28

ASRIN YESEVÎSİ



                 SEYYİD AHMED ARVÂSÎ






                                                                                    Muhammed Ali Akpınar
                                                                                     lahiyatçı Yazar



                                                              ere i bir Evlad-ı Resul, derin bir ilim ve gönül ehli, büyük bir
                                                             mütefekkir ve münevver, mütehassıs bir pedegog ve sosyolog, yüce
                                                             bir dava adamı olan Seyyid Ahmed Arvâsî Hoca, Türkiye’de son
                                                             yüzyılda yeti mi  en büyük  ahsiyetlerden bir tanesidir. Ülkenin
                                                             siyasi, iktisadi ve içtimai alanda çalkantılar içinde oldu u karanlık
               
                                             bir dönemde, Türk ve Müslüman bir neslin yeti ebilmesi için çok
                                                             büyük gayret ve fedakârlık göstermi tir. Türk gençli ini, özellikle
                        
                                    yabancı akım ve ideolojilere kar ı kendi kültür ve medeniyetini
                                                             tanıtmaya ve  uurlandırmaya çalı mı tır. O, davasını “Türk- slam
                      
          
     	                     Ülküsü” olarak isimlendirmi  ve Türk gençlerinin karanlık
                                                             günlerinde, onların yollarını aydınlatan bir ı ık olmu tur.
                                        	                     ere i Bir Evlad-ı Resul

                                                             Sevgili Peygamber’imize (aleyhisselam) a k derecesinde sevgi ve
                                                             muhabbet besler, onun soyundan gelen bir aileye mensup olmak-
                                                             tan  eref ve gurur duyardı. Çok mütevazı ve mü  k bir ki ili i vardı.
                                                             Bir dostuna yazdı ı mektupta  u ifadelere yer vermi ti: “ u anda
                                                             Ankara’nın Ba lum nahiyesinde yatan Seyyit Abdülhakim Arvâsî
                                                             Hazretleri ile aynı ailedeniz. Kendileri aynı zamanda babamın da
                                                             isim babalarıdır. Babama, kendi isimlerini vermi lerdir. Babam,  u
                                                             anda yetmi  be  ya ındadır ve Van Gümrük Müdürlü ünden
                                                             emeklidir. Ailem ‘Arvâsî’ adı ile bilinir. 650 yıldan beri Anadolu’da
                                                             ya ar. Orhan Gazi ile tanı an ve Anadolu’ya ilk gelen ceddim Hacı
                                                             Kasım-ı  Ba dadî  adında  bir za ır.  Onun  o ullarından biri  Van
                                                             Gölü’nün güneyinde (Arvas Köyü’nde) yerle mi tir. Biz ondan
                                                             türemi  ve ço almı ız. Çok geni  ve köklü bir aileyiz.  anlı
                                                             Peygamber’e (aleyhisselam) ‘ümmet’ olmak, nimetlerin en büyü ü
                                                             iken, bir de ‘evlat’ olmakla  ere enmi iz.”

                                                             Kendileri, Arvâsî olarak bilinen ailesinin kısa hikâyesini böyle
                                                             anlatmaktadır.  anlı ve  ere i Peygamber’imize (aleyhisselam)
                                                             layık olabilmenin gayreti ve çabası içinde olurdu. Bütün hayatını
                                                             sünnet-i seniyyeye uygun bir  ekilde ya amaya çalı tı. Etrafındaki
                                                             bütün sevdiklerine de böyle ya amaları için telkin ve nasihatlerde
                                                             bulunurdu.
                                                             Derin bir ilim ve gönül ehli, mübarek bir aileye mensup olan Arvâsî
                                                             Hoca, çocuklu undan itibaren kalem ve kelam ehli hocaların,
                                                             âlimlerin tavsiyeleri üzerine kendini yeti tirme fırsatı buldu. Kuyum-
                                                             cu çıra ı olarak çalı tı ı çocukluk dönemlerinde kar ıla tı ı hikmet
                                                             ehli bir zâtın, “Senin i in, gönül sarra ı ı olmalı.” demesi üzerine
                                                             kendini bu alanda geli tirmeye karar verdi ve okudu u mekteplerden
                                                             hep ba arıyla mezun oldu. Çevresindeki âlim ve velilerden istifade
                                                             e i. Sürekli okudu, ara tırdı, dü ündü ve yazdı. Üstat Necip
                                                             Fazıl’ın  deyimiyle  “Beyninden  kalemine  kan  çeker.” ve yazar

         AKADEMİ  I  26
   23   24   25   26   27   28   29   30   31   32   33