Page 16 - Akademi Dergisi Temmuz
P. 16
AKADEMİ TEMMUZ 2024 İlim ve Araştırma Dergisi
İSTANBUL İSLAMİ İLİMLER
AKADEMİSİ
EMEV VE ABBAS DÖNEMLER NDE VAKIF vakıf kurumu olarak, her kesimden halkın sa lı ıyla ilgilenmi tir.
Sonraki slam devletleri içinde ilk vakıf, Emevi Halifesi Velid bin Selçuklular döneminde in a edilen birçok hastane binası Osman- HAYRETE DÜ ÜREN VAKIFLAR
Abdülmelik’in, hicri 88 senesinde, Emevilerin payitahtı olan lılar zamanında da faaliyetlerine devam etmi tir. Osmanlıda kurulmu , duyanları hayrete dü üren vakı ar da vardır.
am’da yaptırdı ı muhte em Ümeyye Camii’dir. Abbasilerin Fakirlere yakacak temin etme vakfı, hizmetçilerin efendileri
ha met devrine ula tıkları Halife Harunre id zamanında da, slam VAKIFLAR DEVLET BÜTÇES N M KULLANDI? tarafından azarlanmaması için kırdıkları kâseleri satın alma vakfı,
diyarlarında, varlıklı, hayırsever ki iler tarafından, birçok hayır Peki, stanbul ve Bursa’da Osmanlıdan, Anadolu’nun di er borç sebebiyle hapse girenlerin borçlarını ödeyerek hapisten
eserleri yapılmı , bunların ayakta kalabilmesi için birçok vakıf ehirlerinde Selçuklu ve Osmanlıdan kalma cami, medrese, köprü, kurtarma vakfı, kimsesizlerin cenazelerini kaldırma vakfı, hasta
kurulmu tur. han, kervansaray ve ifahaneler devlet tarafından mı yapılmı tır? leylekleri tedavi vakfı ve kı aylarında aç kalan ku lara yem yedirme
Bu sorunun cevabı, -hayret edeceksiniz ama- “hayır” olacaktır. Bu vakfı bunlardan sadece birkaçıdır.
eserler devlet hazinesiyle de il, varlıklı ahıslarca yaptırılmı tır.
Osmanlı Devleti’nde ba ta padi ahlar ve hanımları olmak üzere MUAZZAM VAKIFLA NE OLDU?
hanedan üyeleri, yüksek dereceli devlet görevlileri çe itli vesilelerle Ne yazık ki, Osmanlıların kurdukları bu vakı ar, imparatorlu un
vakı ar kurmu lardır. Bu hizmet yarı ına halk da katılınca, devletin son devrinde ihat Terakki Partisi hükûmetinin, devleti Cihan
toprakları kısa zamanda vakıf eserleri ile dolmu tur. Bu hayır Harbine sokması sonucunda memleke e meydana gelen
eserlerinin ya aması ve masra arının kar ılanması içinse ba ıbo luklar, cumhuriyet döneminde ise tek parti iktidarının
varlıklarının önemli kısmını vakfetmi lerdir. Bu sayede, bugünkü maziyi kötüleyici ve geçmi in izlerini yok edici siyaseti yüzünden
modern devletlerin yüklendi i birçok sosyal hizmet, uzun yıllar bu çok büyük yara aldı.
vakı ar vasıtasıyla yerine getirilmi tir.
Prof. Dr. Ekrem Bu ra Ekinci, bir makalesinde cumhuriyet
OSMANLIDA YA ASAYDINIZ… devrinde vakı arın akıbetine dair unları ifade etmektedir:
Bunun için denir ki: “E er Osmanlı döneminde ya ıyor olsaydınız; “Mülkiyet hakkı, mukaddes ve dokunulmaz bir insan hakkı oldu u
vakıf bir evde do abilir, vakıf bir be ikte uyuyabilir, vakıf mekânlar- hâlde, pek çok vakfa el konulmu ; bunlar vakıf krine hiç de
da vakıf mallarından yiyip içebilir, vakıf kütüphanelerinde bilgiye uymayan ba ka maksatlara tahsis edilmi veya hususi ahıslara
ula abilir, vakıf kitaplarıyla okuyabilir, vakıf bir mektepte ö renci satılmı tır.
olabilir; ha a aynı mekteplerde hocalık yapabilirdiniz ve vakıf Hâlbuki art-ı vâkıf, nass-ı âri gibidir. Yani vakfedenin artı, âyet ve
idaresinden ücretinizi alırdınız. Vakıf hanlarında, kervansarayların- hadis gibi de i tirilemez, kaidesi me hurdur. Tek Parti devrinde
da konaklayabilir, vakıf hastanelerinde ifa bulabilir, vakıf camile- bazı vakıf eserlerinin tamir edilmesi de, bu vakı ara el konulup
rinde ibadetinizi yapabilir, vakıf hamamında yıkanabilir, vakıf ba ka maksatlarla kullanıldı ı gerçe ini de i tirmez. Böylece
çe melerinde kana kana su içebilir ve öldü ünüz zaman bir vakıf milletin bin senelik tarihine damgasını vurmu vakıf medeniyeti
tarafından defnedilebilirdiniz.” hazin ve utanç verici bir ekilde tas ye edilmi tir. Osmanlılar nice Türkiye’de belirli sahada uzmanla mı STK’ların daha muva ak
Halife Harunre id denilince hemen akla gelen muhterem hayırsev- Bazı Batılı iktisat tarihçileri, yayınlanan bazı eski bütçe rakam- mali sıkıntılarla bo u mu ; ama mülkiyet hakkına hürmetlerin- oldu u görülmektedir. Bunun için, karar alıcıların bu hususa
den dolayı, hiçbir zaman vakı ara ili mek akıllarına gelmemi -
er hanımefendisi Seyyide Zübeyde’den bahsetmeden geçemeye- larına bakarak Osmanlı ekonomisini küçümsemeye ti… dikkat etmesi faydalı olacaktır.
ce im: Seyyide Zübeyde, asale e, dindarlıkta, merhame e, hayır- kalkı mı lardır. Hâlbuki o devirde vakı arın yıllık gelir ve
severlikte temayüz etmi bir hanımdı. O devirde hacıların, giderleri merkez bütçe rakamlarının yüzlerce kat üstündedir. 1924’te câmilerin idaresi ve buradaki vazifelilerin tayini Diyanet Ülkemizde vakı arın ya atılması ve topluma ula masındaki temel
Arafat’ta susuzluktan kavruldukları haberini alınca, ahsi servetini Mesela 16. asırda Süleymaniye Külliyesinin yıllık bütçesi bile leri Reisli i’ne verildi; câmilerin mü temilatı, gelir getiren problem ise kaynakların yetersizli idir. Geli mi ülkelerin pek
feda ederek, onları suya kavu turmak için te ebbüs e i. Kaynak- merkez bütçeden katlarca yüksektir. mülkleri ve e yası ise Vakı ar Umum Müdürlü ü’nün kontrolüne ço unda STK’lar devletin nakdî deste inden ve vergisel avantajlar-
ların yazdı ına göre; “Aynizübeyde” olarak anılacak suyolunu, bırakıldı. 1928’den itibaren câmiler tasnif edilmeye ba landı. Buna dan faydalanmaktadır. Ülkemizde ise, vakı ar daha ziyade üyeleri-
828-829 yıllarında, yani iki senede 1.700.000 miskal altın gibi çok göre 500 metre dâhilindeki câmilerden biri kalacak; di erleri tasnif nin katkısı ve toplanan ba ı larla veya iktisadi i letmesi varsa
büyük bir servet sarf ederek, Taif ehrinden Mekke-i Müker- dı ı bırakılacaktı. Tasnif dı ı kalan yüzlerce câmiden bir kısmı bunun yürütmü oldu u ticari faaliyet ile kaynak sa lamaktadır.
reme’ye ula tırmaya muva ak olmu tur. Ancak, Seyyide Zübey- kapatıldı; bir kısmı din dı ı ba ka i lere tahsis edildi; bir kısmı da
de’nin yaptırdı ı suyolu, zaman içerisinde tahrip olmu tur. Kanuni yıktırılıp enkazı satıldı. VERG MUAF YET GEN LEMEL
Sultan Süleyman zamanında Arafat’a su çok az gelmeye ba lamı ve Mer’i mevzua a ba ı çılar yaptıkları ba ı ların, sadece vergi
Peçevî’nin ifadesine göre, Arefe günü “bir parmakla kaldırılabi- Vakı ar Kanunu’nun ‘mimarî kıymeti olan câmilerin satılamaya- matrahlarının %5’lik kısmını, vergi matrahından dü ebilmektedir.
lecek ha ikte” bir kırba suyun bir altına satıldı ı görülmü tür. ca ı’ hükmüne aldıran olmadı. Sadece stanbul’da 1000’in Ülkemizde “vergi mua yetini” haiz hlas Vakfı gibi vakı ara
Bunu duyan ve çok üzülen Kanuni Sultan Süleyman’ın kızı Mihri- üzerinde câmi yıktırıldı. 1926-1949 yılları arasında 82 kilise ve yapılan ba ı ların tamamı gelir ve kurumlar vergisi matrahından
mah Sultan devreye girmi , babasının izniyle, ahsi servetinden elli havra da arazileriyle beraber satıldı. 1945’ten sonra demokrasiye dü ülmelidir. Mevzuat bu ekilde düzenlenirse, devletin herhangi
bin altın vererek, suyolunu tamir e irmi tir... geçi le, muhalefetin elini güçlendirmemek adına, i gal edilen bazı bir kaybı olmayacaktır.
câmiler bo altılıp tamir edilerek ibadete açıldı. 1950’den sonra yol
Büyük Selçuklu Devleti’nde, vakıf müessesesi devletin yönetim geni letme sebebiyle çok sayıda câmi ve vakıf eseri yok edildi. hlas Vakfı da merhum Enver Ören’in te ebbüsü ile Sevgili
anlayı ına uygun olarak kat kat büyümü tür. Tu rul Bey’den itibar- Vakıf eserlerin satı ı 1960’larda da devam e i. Peygamberimizin “ nsanların hayırlısı, insanlara faydalı
en slâm dünyasının de i ik yerlerini, cami, medrese, kütüphâne, olandır” mübarek sözünü düstur edinerek, 1975 yılından beri
hastane, imaret, zâviye ve kervansaraylarla dolduran Selçuklular, Osmanlı padi ahı Kanuni Sultan Süleyman da, bizzat kendisi YEN DEV RDE 8 B N 562 VAKIF SATILDI faaliyet göstermektedir. Türkiye’de 32 ö renci yurdunda, üç
buralara büyük vakıf gelirleri ba lamı lardır. Sultan Alparslan’ın stanbul’da ba ta Süleymaniye Camii olmak üzere birçok hayır Cumhuriyetin ilk 16 yılı içinde satılan vakıf sayısı tespit binden ziyade yüksekö renim ö rencisine hizmet vermektedir.
o lu Sultan Melik ah döneminde Vezir Nizamülmülk’ün gayretleri eseri yaptırıp, önemli varlıklarını vakfetmi tir. Ha a, “Tam lmihal edilebildi ine göre 8 bin 562’dır. Sayısı yüz binleri bulan icâreteyn- Ayrıca partner kurulu ları vasıtasıyla, Afganistan’da ö renci
ile medreselerin devlet eliyle te kilatlanması, ilim tahsilinin Seadet-i Ebediyye” kitabında okumu tum: O devirde kitaplar li ve mukâtaalı vakı ar buna dâhil de ildir.” (“Vakı arın Acılı yurtlarında yedi yüz elli civarında ö renciye bakmakta olup, 104
ücretsiz olması ve bunun slâm dünyasına yayılması Selçuklular ha atlar tarafından elle yazılıyordu. Sultan Kanuni, Kur’ân-ı Tas yesi”, Türkiye gazetesi, 22.06.2020) komplekste 11 bin 220 ö renci için mekânlar yapmı tır. hlas
sayesinde olmu tur. kerimi sekiz defa yazmı tır. Yazdı ı Mushaf-ı eri eri ihtiyaç olan Vakfı, aynı ekilde Afrika kıtasında da cami, medrese ve yetimhan-
cami, medrese gibi yerlere vakfetmi tir. Bunu okudu umda, çok Günümüzde vakıf, dernek gibi kâr amacı gütmeyen kurulu lar, eler kurmu , derin sondaj su kuyuları açmı tır. Di er tara an,
Büyük Selçuklular’ın bu uygulamasını, Anadolu beylikleri de derin dü üncelere dalmı tım. Devleti idare etmek gibi çok umumi olarak sivil toplum kurulu ları (STK) olarak adlandırıl- partner kurulu lar vasıtasıyla, Afrika’da ve Afganistan’da büyük
aynen sürdürmü tür. Anadolu Selçukluları devrinde, sa lık alanın- mühim görevleri bulunan, bir cihan padi ahının Kur’ân-ı maktadır. Ülkemizde son 20 yıldır devlet, STK’larla daha uyumlu Türk- slam âlimlerinin eserlerini yöre halkının istifadesine
da yapılan vakıf tesislerinin de bir hayli çok oldu u görülür. kerimi sekiz kere yazması çok büyük bir hadisedir. Acaba biz bir çalı ma metodu izlemektedir. Gelenekten beslenen eski usul sunmaktadır. Bu sayede, onların Selçuklu ve Osmanlının yolundan
Bugünkü hastanelerle aynı fonksiyonları ifa eden darü ifâlar bir bırakın yazmayı, kaç kere hatme ik? vakıf hareketleri vesilesiyle STK’lar, büyük ölçekte i ler üretmi tir. ayrılmayıp, a ırılıklara yönelmemeleri için gayret sarf etmektedir.
AKADEMİ I 14