Page 24 - Akademi Dergisi Ocak
P. 24

Eşsiz Bir Mucize

         KUR'ÂN-I KERÎM'İNDİL VE                                                                                                                  ili kin kuralların bütün gereklerine uyarak kelimeleri bir araya                                                                      Kur’an lafızları onları nazım, ses, vezin ve ölçü vasıtasıyla ifade


                                                                                                                                                                                                                                                                                        etme yolunu tercih etmi tir.   Bu nedenle birçok din bilgini;
         ÜSLUP AÇISINDAN İ'CÂZI                                                                                                                   getirmekten ibaret olan ve belâgatın unsurlarından birini te kil                                                                      nazmı, Kur’an’ın en önemli mucizevi yönü olarak ele almı tır.
                                                                                                                                                  eden söz dizimi (nazım) konusunda da Kur’an eri ilmez bir
                                                                                                                                                                                                                                                                                        Kur’an’ın mükemmel olan nazmı, Arapların aldıkları bütün nazım
                                                                                                                                                  üstünlü e sahiptir. Nazım tara arlarına göre Kur’an’da herhangi
                                                                                             Dündar Efendio lu                                    bir kelime yerinden oynatıldı ı takdirde bunun dil kurallarını                                                                         ekillerine aykırı olup  iir ve seciye benzemez.   Rivayete göre
                                                                                                                                                                                                                                                                                        Kurey ’in edebiyat alanında  en önde gelen  airlerinden,
         Giri                                                                                E itimci Yazar                                       ihlâl edece i açıkça görülür. Kur’an’ın fesahat ve belâgat                                                                            hatiplerinden Velid b. Mugire, bir gün Resulullah’ın huzuruna
         Kuran-ı Kerim, Allah tarafından insanlı a rehber olarak                                                                                  açısından Arap ediplerinin eri emeyece i böyle bir üstünlük                                                                           girmi ;  onu risalet davasından vazgeçirmek  maksadındayken
         gönderilen son ilahi kitaptır ve pek çok yönüyle e siz bir                                                                               ta ıması ve nesirle  iir dı ında farklı bir üslûba sahip bulunması,                                                                   Hazret-i Peygamber tarafından tilavet olunan bazı ayetleri
         mucizevi niteli e sahiptir. Kur’an’ın bu mucizevili i,  slam                                                                             onun hata yapmayan ve her  eyi bilen Allah’ın kelâmı oldu unu                                                                         duyduktan sonra hayret ve  a kınlık içinde kalarak geri dönmü ,
         literatüründe i’câzı olarak adlandırılır ve onun Allahü Teâlâ’nın                                                                        gösterir   .                                                                                                                          etrafını saran arkada larına dönerek, “Ey cemaat, malumunuzdur ki
         kelamı oldu unun en önemli delillerinden biridir.  ’câz, Kur’an-ı                                                                        b- Tehaddi Yönüyle  ’caz                                                                                                               iirlerin her çe idini aranızda en iyi ben bilirim. Beli  kelamlara
         Kerîm’in hem içeri i hem de biçimiyle insan aklını ve bilgisini                                                                          Kur’an’ın indirildi i sıralarda edebiyat alanında Araplar kıyasıya                                                                    benim kadar  de er  biçecek kimse yoktur. And olsun ki
         a an bir mükemmellikte oldu unu ifade eder. Bu e siz kitap;                                                                              rekabet içindeydiler. En tanınmı   airler, bu u urda yıllarını feda                                                                   Muhammed’e nazil olanlar, bizce malum sözler gibi de ildir. O
         yüzyıllardır edebî, ilmî, sosyal ve hukuki alanlarda insanları                                                                           ederek ortaya koydukları kasideleriyle, hatipler de nutuklarıyla                                                                      sözlerde öyle fevkalade bir belagat, bir incelik var ki onlar her söze
         etkilemi , aynı zamanda bütün zamanlara hitap eden ilahi bir                                                                             panayırlarda yarı mı lardır. Herkese açık yerlerde o dönemin                                                                          üstün gelir, onlara üstünlük sa layacak söz bulunamaz!”  eklindeki
         mesaj sunmu tur. Kur’an-ı Kerîm’in i’câzı, sadece söz dizimi ve                                                                          edebiyat üstatlarına sunulan edebî ürünlerin, ne  ekilde                                                                              sözleriyle Kur’an’ın mu’ciz oldu unu söylemekten  kendini
         anlam derinli i ile sınırlı kalmayıp insanlı ın aklına ve kalbine                                                                        tenkitlere maruz bırakıldı ı gelen rivayetlerden açıkça   yalandır.”   , “Öncekilerin masallarıdır.”   gibi hak ve hakikat ile        alamamı tır.   Velid b. Mu ire Peygamber Efendimiz’den, “ üphe
         hitap eden, zamanlar ve mekânlar üstü bir rehberlik sunan çok                                                                            anla ılmaktadır.   te edebî eserlerin revaçta oldu u böylesi   ba da mayan ve çeli kilerini de ortaya koyan bir takım                 yok  ki Allah daima  adaleti  ve  iyilik yapmayı emreder.”     ayetini
         boyutlu bir mucizedir. Dil yapısının mükemmelli i, benzerinin                                                                            ortamlarda Allah’ü Teâlâ, inkârcılara tehaddide bulunarak   mesnetsiz i iralarla i tigal etmi lerdir. “Bu Kur’an’a kulak              i i i i zaman, “Allah’a yemin ederim ki bunun kendine mahsus bir
         yazılamaması, verdi i bilgilerdeki do ruluk ve içerdi i ahlaki                                                                           (meydan okuyarak) Kur’an’ın, bütün be eri mislini getirmekten   vermeyin! Okunurken gürültü yapın, belki galip gelirsiniz.”           halaveti ve güzelli i var.  üphesiz ki bu sözlerin en a a ısı ya mur
         ö retiler,  Kur’an-ı Kerîm’in  ilahi  kaynaklı  oldu unun ispatları                                                                      aciz bırakan bir mükemmelli e sahip oldu unu ilan etmi tir   .  diyerek  çaresizliklerini  bu  gibi  tutum  ve  davranı larla  belli   gibi bereketli, en yukarısı da a aç gibi semereleridir. Bunu bir insan
         arasında gösterilir. Bu yönleriyle Kur’an-ı Kerîm, Arap edebiyatı                                                                        Kur’an’ın benzerini getirme hususunda bütün mahlûkata   e irmi lerdir. 
 Kur’an-ı Kerim’in; ses düzeninde, dil yapısında              asla söyleyemez!” demi tir. Ebu Ubeyd de  öyle bir hadise
         uzmanlarından bilim insanlarına, tarihçilerden sıradan insanlara                                                                         meydan okuyu u, Kur’an’da dört merhalede tahakkuk etmi tir ki   beliren tatlı ve cezbedici sözleri kullanması, ilgi ve kabiliyetleri   zikretmektedir: Bir Arabi, adamın birinin, “Emrolundu un vazifeyi
         kadar geni  bir yelpazede hayranlık uyandırmı  ve günümüze                                                                               bu da dü manları ani olarak  a kına çevirmemek, onlara   nisbetinde insanları ho nut etmesi, aklı ve ruhu birlikte tatmin             yerine getir.”   mealindeki ayeti okudu unu i itince derhâl secdeye
         kadar tazeli ini koruyan bir rehber olmu tur. Kur’an’ın i’câzı                                                                           güçlerini  yeterince  kullanabilecekleri  bir  fırsat  vermek   etmesi, nazmının güçlü ve birbiriyle uyumlu olması, bir manayı        kapanmı , “fesahatından  dolayı secde etmek mecburiyetinde
         üzerine yapılan çalı malar, onun mucizevili ini anlamaya ve                                                                              maksadıyla olabilir.
  Birinci merhalede, Mekkeli mü riklerden   birçok söz ve farklı vecihlerle en etkili bir biçimde sunması, icmal   kaldı ını” söylemi ti. Yine aynı adam, “vakta ki ondan ümitlerini
         insanlara aktarmaya yönelik önemli bir çabadır. Bu makalede,                                                                             Kur’an’ın bütününe benzerlik te kil eden bir kitap ortaya   ve beyana aynı anda yer vermesi; lafız için manayı, mana için de          kestiler,  sılda arak bir kenara çekildiler.”    ayetini okuyan birini
         Kur’an-ı Kerîm’in dil ve üslup açısından i’câzı ele alınacaktır.                                                                         koymaları talep edilmi tir: “De ki, And içerim! ‘ ayet insanlar ve   lafzı terk etmemesi gibi pek çok dilbilimsel açıdan seçkin       duyunca, “ ehadet ederim ki böyle bir söz söylemeye hiçbir
                                                                                                                                                  cinler, bu Kur’an’ın mislini getirmek için bir araya toplansalar,   nitelikleri vardır. Kur’an-ı Kerim bu özellikleriyle de hiçbir    mahlûkun gücü yetmez.” demi ti.   te bu vakıalar Kur’an-ı Kerim’in
         Bu sayede, Kur’an-ı Kerîm’in insan aklını ve kalbini nasıl   zordur. Bu kelimelere Hz. Peygamber’in risaletinden sonraki                 ha a birbirlerine yardım edip kuvvetlerini birle tirseler bile yine    eyden çekinmeden insanlara meydan okumu tur.                   nev’i  ahsına münhasır bir i’caza sahip oldu unu göstermektedir.
         etkiledi ini, onun zamanın ötesine geçen mesajının derinli ini   dönemlerde  slam bilginleri tarafından ıstılâhî anlamlar                de onun gibi bir kitap ortaya koyamazlar.”            c- Kur’an-ı Kerîm’in Nazmî  ’cazı                                               Kur’an’ın  lafızları,  hede enen  manayı  tam  olarak  ifade  eder  ve
         daha yakından tanıma ve anlama fırsatı bulaca ız.    yüklenmi tir.   ’câz kelimesi 3/9. asrın ikinci yarısından itibaren                  kinci merhalede Kur’an surelerine benzer on sure ortaya   Kur’an’daki lafızların sıralanı ı, cümlelerin olu umu, ayetlerin           mananın tümünü ihtiva eder. Her bir lafız, hangi mana için   anlamak, sadece onun lafzını okumakla de il, aynı zamanda derin
                                                                                                                                                                                                                                                                                        seçilmi se o manayı ifadede herhangi bir eksikli e mahal vermez.
          ’câz Kelimesinin Anlamı ve Kullanımı                yayılmaya ba lamı  ve bu asrın sonlarında Kur’an’ın “belâgatça                      koymaları talep edilmi tir: “Yoksa ‘Onu (Kur’an’ı), kendisi   siyak ve sibakı anlam ve duyguların dı a yansıması  eklindedir.         Kur’an ayetleri, bunun açık bir delilidir. Kur’an’ın seçti i lafız ve   anlamlarını kavramaya  çalı makla mümkün olur. Her bir
          ’câz kelimesi sözlükte “bir nesnenin arka kısmı ve bir i in sonu”   eri ilmesi imkânsız” olu unu ifade eder olmu tur.                   uydurmu .’ mu diyorlar. De ki, ‘E er do ru söyleyenler iseniz,   Kur’an-ı Kerim bir ayeti te kil ederken e  anlamlı kelimelerden      kelimeler, kastedilen manayı tam olarak ifade etmenin yanı sıra, iç   Müslüman’ın, Kur’an-ı Kerim’i ö renmek, anlamak ve hayatına
         anlamlarına gelen “acz” mastarından türemi tir. Daha sonra Arap   Kur’an’ın Dil ve Üslup Açısından  cazı                                 haydi onunkine benzer on sure getirin, isterse kendi uydurmanız   delalet açısından en münasip,  ekil yönüyle en uygun ve en          ve dı  bütünlü ü ile de ayrı bir musiki ve farklı bir nazma sahiptir.   rehber edinmek için çaba göstermesi, onun mucizevili ine duyulan
         örfünde “bir i i yapmada kusurlu olmak, gücü yetmemek”   a- Lafız ve Mana Açısından  ’caz                                                olsun ve Allah’tan ba ka gücünüzün ye iklerini de yardımınıza   ekmel olana yer vermi tir. Dilin imkânları yetersiz olup geride dil   Onu okuyan her insan, ondaki bu muciz (aciz bırakan) ahenk ve   bir saygı ve  ükran ifadesidir. Kur’an, insanlı a gönderilmi  en
         durumunu  ifade eden bir eylem  adı  olmu tur. Daha  belirgin   Kur’an’ın dil yönünden benzeri meydana getirilemeyecek bir               ça ırın!”  Üçüncü merhalede Kur’an’ın bir suresinin mislini   sınırlarının ötesinde bazı anlam ve tasvirler bırakıldı ında,           musikiyi bütün duygu ve kabiliyetleriyle hisseder. O, insan   büyük hazine ve en güvenilir rehberdir. Onun mucizevi mesajları,
         olarak “güç yetirememek, yapamamak” anlamını ta ıyan acz   kitap oldu u tezine dayanan bu ilkeye göre Kur’an, Arap dili ve               ortaya  koymaları mü riklerden  talep edilmi tir:  “Yoksa ‘Onu                                                                        kelamının çok ötesinde bir  eydir. Ne  iirdir ne nesirdir,  ikisinin   insanlık var oldu u sürece ı ık saçmaya ve yol göstermeye devam
         kelimesinden türemi  olan i’câz kelimesi, if’âl vezninde bir   edebiyatında yer alan bütün anlatım sanatlarını en üstün                  kendisi  uydurmu ’  mu  diyorlar?  De  ki, ‘Öyleyse,  iddianızda     Ahmed Cemâl el-Ömerî, Me ûmü’l-i’câzi’l-kur’ânî ha e’l-karni’s-sâdisi’l-hicrî,   karı ımı da de ildir. Sadece o, Yüce Allah’ın e siz kelamıdır. Bu   edecektir.
         mastar  olup “aciz bırakmak” anlamını ta ımaktadır.   Aciz   seviyede kullanmı    , aynı konuları farklı üslûplarla dile getirmi ,       do ru iseniz haydi onunkine benzer bir sure getirin ve Allah’tan   Kahire 1984, s. 267-290                                            sebeple hem veciz hem mucizdir.
         bırakmak anlamına gelen i’câz kelimesiyle ilahi kitabın özel ismi   dil kusurlarından tamamen arınmı , ilginç bir telif tarzı ortaya     ba ka ça ırabilece iniz kim varsa tümünü de yardımınıza     Râ ’,  ’cazü’l-Kur’an ve’l-Belâ atü’n-Nebeviyye, s. 185.
         olan Kur’an kelimesinin bir araya gelmesiyle olu an   koymu , mânaları kula a ho  gelen lafızlarla anlatmı , konu                        ça ırın.”                                               Zerke i, el-Burhan   Ulumi’l-Kur’an, (thk. Muhammed Ebû’l-Fadl), b.y., 1980, 2/   SONUÇ                                               Bûtî, Muhammed Said Ramazan, Min Ravai’i’l-Kur’an, Beyrut, 1416/1996, s.
                                                                                                                                                                                                        91.
         i’câzü’l-Kur’ân terkibi, Kur’an-ı Kerîm’in eri ilmez üstünlü ünü   farklılıklarına ra men edebî üstünlü ünü daima korumu ,               Dördüncü merhalede ise Kur’an, tam benzeri olmasa da kısmen      sra 17/88.                                                           Kur’an-ı Kerim, insanlık tarihine damga vuran ve ilahi bir rehber   140
         ve  onun  insanların  ortaya  koymaya  güç yetiremeyece i  bir   kelimeleri tek ba ına birbiriyle ve içinde yer aldıkları cümlenin       benzeri olan bir sure getirmelerini muarızlardan istemi tir: “E er     Hud 11/13.                                                     olarak bütün zamanlara ı ık utan e siz bir kitaptır. Onun “icaz”      Bk. Yasin36/69-
         söz/kelâm olu unu  ifade etmektedir.  ’câz kelimesin bu terim   bütünüyle tam bir uygunluk arz etmi tir. Arap dili ve edebiyatına        kulumuza (Muhammed’e) indirdi imiz Kur’an hakkında       Yunus 10/38.                                                                 olarak adlandırılan mucizevili i, yalnızca  slam’ın kutsal kitabı      Nisabûrî, Hâkim, el-Müstedrek ale’s-Sahihayn, Beyrut, 1990, 2/506-507;
                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                             Suyûtî,  el- tkân,  4/5;  Bilmen,  Ömer  Nasuhi,  Büyük  Tefsir  Tarihi,   stanbul,
         anlamında kullanılı ına Kuran-ı Kerîm’de ve hadislerde                                                                                    üpheniz varsa, haydi onun surelerinden birine benzer bir sure      Bakara 2/23                                                       olmasından de il, aynı zamanda her bir ayetinde ve her bir   1973-1974, 1/41-42.
         rastlanmaz.  Aynı  kökten türeyen  mucize  kelimesi  de  i’câz     Fîruzâbâdî, Muhammed b. Yakub, el-Kâmûsu’l-muhît, Beyrut 2003, “a.c.z.” md., s.   getirin  ve  e er  do ru  söyleyenler  iseniz  Allah’tan  ba ka      Müddessir 74/24.                                     kelimesinde barındırdı ı derin anlam ve mükemmellikten      Nahl. 90
                                                              464; Râgıb
         kelimesi ile benzer anlam alanına sahiptir.  lim gelene inde bu   Isfehânî, Müfredâtü elfâzi’l-Kur’ân, Beyrut 2002, “a.c.z.” md., s. 547.   ahitlerinizin  (yardımcılarınızın) hepsini  ça ırın.”   Mü rikler      Kamer 54/2.                                                 kaynaklanmaktadır. Kur’an’ın icazı, onun insan aklını ve bilgisini      Hicr, 95
         iki kelime kullanılmadan önce, bu kelimelere yakın anlamlar     Naîm Hımsî, “Târîhu  krati i’câzi’l-Kurân”, Mecelletü Mecmei’l- lmi’l-Arabî,   bu meydan okuyu a kar ılıkta bulunamadıkları için onun yerine;      Furkan 25/4.                                                a an bir boyu a oldu unu göstermekte, bu da onun Allahü      Yusuf, 80
                                                                                                                                                                                                           En’am 6/25
         ta ıyan, “ayet”, “burhân” ve “sultân” gibi kelimelerin kullanıldı ı   XXVII, böl. I, s. 240-241.                                         tekzip etme, kı kırtma, i ira ve kaba kuvvet gibi saldırgan bir      Fussilet 41/26                                                   Teâlâ’dan gelen bir vahiy oldu unu açıkça ortaya koymaktadır.      Iyaz, Kadı - Tanci, Muhammed B. Tavit. “Kur’an-ı Kerim’in  ’cazı”. e-Makalat
                                                                Suat, Yıldırım, “ ’câzu’lKur’ân  lmi”, Yeni Ümit,  stanbul, 2002, sayı: 57, s. 4.
         görülmektedir.  ’câz ve mucize kelimelerinin dinî, ıstılahi     Rummânî, en-Nüket fî  ’câzu’lKur’ân (Selâsü resâ’il fî  ’câzu’lKur’ân içinde, n r.   tutum sergilemi lerdir; “Bu ancak nakledilegelen bir sihirdir.”   ,      Râ ’,  ’cazü’l-Kur’an ve’l-Belâ atü’n-Nebeviyye, s. 142.  Sonuç olarak Kur’an’ın icazı, onun Allah’ü Teala’nın kelamı   Mezhep Ara tırmaları Dergisi 4/1 (Nisan 2011), 417-438.
                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                Bakillânî, Kadı Ebu Bekr Muhammed bin Tayyib,  ’cazü’l-Kur’an, Daru
         anlamda ilk olarak kullanıldı ı eseri ve zamanı tespit etmemiz   Muhammed Halefullah - Muhammed Za lûl Sellâm), Kahire, ts. (Dârü’l-maârif),   “Süregelen bir sihirdir.”  , “Bizzat kendisinin uydurdu u bir                                                                   oldu unu gösteren en güçlü delillerden biridir. Bu mucizevili i    hyai’l-Ulum, Beyrut, 1411/1990, s. 282.
                                                              s. 69-100, 101.
         AKADEMİ  I  22
   19   20   21   22   23   24   25   26   27   28   29