Page 25 - Akademi Dergisi Ocak
P. 25
AKADEMİ OCAK 2025 İlim ve Araştırma Dergisi
İSTANBUL İSLAMİ İLİMLER
AKADEMİSİ
Kur’an lafızları onları nazım, ses, vezin ve ölçü vasıtasıyla ifade
ili kin kuralların bütün gereklerine uyarak kelimeleri bir araya etme yolunu tercih etmi tir. Bu nedenle birçok din bilgini;
getirmekten ibaret olan ve belâgatın unsurlarından birini te kil nazmı, Kur’an’ın en önemli mucizevi yönü olarak ele almı tır.
eden söz dizimi (nazım) konusunda da Kur’an eri ilmez bir Kur’an’ın mükemmel olan nazmı, Arapların aldıkları bütün nazım
üstünlü e sahiptir. Nazım tara arlarına göre Kur’an’da herhangi ekillerine aykırı olup iir ve seciye benzemez. Rivayete göre
bir kelime yerinden oynatıldı ı takdirde bunun dil kurallarını Kurey ’in edebiyat alanında en önde gelen airlerinden,
Giri ihlâl edece i açıkça görülür. Kur’an’ın fesahat ve belâgat hatiplerinden Velid b. Mugire, bir gün Resulullah’ın huzuruna
Kuran-ı Kerim, Allah tarafından insanlı a rehber olarak açısından Arap ediplerinin eri emeyece i böyle bir üstünlük girmi ; onu risalet davasından vazgeçirmek maksadındayken
gönderilen son ilahi kitaptır ve pek çok yönüyle e siz bir ta ıması ve nesirle iir dı ında farklı bir üslûba sahip bulunması, Hazret-i Peygamber tarafından tilavet olunan bazı ayetleri
mucizevi niteli e sahiptir. Kur’an’ın bu mucizevili i, slam onun hata yapmayan ve her eyi bilen Allah’ın kelâmı oldu unu duyduktan sonra hayret ve a kınlık içinde kalarak geri dönmü ,
literatüründe i’câzı olarak adlandırılır ve onun Allahü Teâlâ’nın gösterir . etrafını saran arkada larına dönerek, “Ey cemaat, malumunuzdur ki
kelamı oldu unun en önemli delillerinden biridir. ’câz, Kur’an-ı b- Tehaddi Yönüyle ’caz iirlerin her çe idini aranızda en iyi ben bilirim. Beli kelamlara
Kerîm’in hem içeri i hem de biçimiyle insan aklını ve bilgisini Kur’an’ın indirildi i sıralarda edebiyat alanında Araplar kıyasıya benim kadar de er biçecek kimse yoktur. And olsun ki
a an bir mükemmellikte oldu unu ifade eder. Bu e siz kitap; rekabet içindeydiler. En tanınmı airler, bu u urda yıllarını feda Muhammed’e nazil olanlar, bizce malum sözler gibi de ildir. O
yüzyıllardır edebî, ilmî, sosyal ve hukuki alanlarda insanları ederek ortaya koydukları kasideleriyle, hatipler de nutuklarıyla sözlerde öyle fevkalade bir belagat, bir incelik var ki onlar her söze
etkilemi , aynı zamanda bütün zamanlara hitap eden ilahi bir panayırlarda yarı mı lardır. Herkese açık yerlerde o dönemin üstün gelir, onlara üstünlük sa layacak söz bulunamaz!” eklindeki
mesaj sunmu tur. Kur’an-ı Kerîm’in i’câzı, sadece söz dizimi ve edebiyat üstatlarına sunulan edebî ürünlerin, ne ekilde sözleriyle Kur’an’ın mu’ciz oldu unu söylemekten kendini
anlam derinli i ile sınırlı kalmayıp insanlı ın aklına ve kalbine tenkitlere maruz bırakıldı ı gelen rivayetlerden açıkça yalandır.” , “Öncekilerin masallarıdır.” gibi hak ve hakikat ile alamamı tır. Velid b. Mu ire Peygamber Efendimiz’den, “ üphe
hitap eden, zamanlar ve mekânlar üstü bir rehberlik sunan çok anla ılmaktadır. te edebî eserlerin revaçta oldu u böylesi ba da mayan ve çeli kilerini de ortaya koyan bir takım yok ki Allah daima adaleti ve iyilik yapmayı emreder.” ayetini
boyutlu bir mucizedir. Dil yapısının mükemmelli i, benzerinin ortamlarda Allah’ü Teâlâ, inkârcılara tehaddide bulunarak mesnetsiz i iralarla i tigal etmi lerdir. “Bu Kur’an’a kulak i i i i zaman, “Allah’a yemin ederim ki bunun kendine mahsus bir
yazılamaması, verdi i bilgilerdeki do ruluk ve içerdi i ahlaki (meydan okuyarak) Kur’an’ın, bütün be eri mislini getirmekten vermeyin! Okunurken gürültü yapın, belki galip gelirsiniz.” halaveti ve güzelli i var. üphesiz ki bu sözlerin en a a ısı ya mur
ö retiler, Kur’an-ı Kerîm’in ilahi kaynaklı oldu unun ispatları aciz bırakan bir mükemmelli e sahip oldu unu ilan etmi tir . diyerek çaresizliklerini bu gibi tutum ve davranı larla belli gibi bereketli, en yukarısı da a aç gibi semereleridir. Bunu bir insan
arasında gösterilir. Bu yönleriyle Kur’an-ı Kerîm, Arap edebiyatı Kur’an’ın benzerini getirme hususunda bütün mahlûkata e irmi lerdir.
Kur’an-ı Kerim’in; ses düzeninde, dil yapısında asla söyleyemez!” demi tir. Ebu Ubeyd de öyle bir hadise
uzmanlarından bilim insanlarına, tarihçilerden sıradan insanlara meydan okuyu u, Kur’an’da dört merhalede tahakkuk etmi tir ki beliren tatlı ve cezbedici sözleri kullanması, ilgi ve kabiliyetleri zikretmektedir: Bir Arabi, adamın birinin, “Emrolundu un vazifeyi
kadar geni bir yelpazede hayranlık uyandırmı ve günümüze bu da dü manları ani olarak a kına çevirmemek, onlara nisbetinde insanları ho nut etmesi, aklı ve ruhu birlikte tatmin yerine getir.” mealindeki ayeti okudu unu i itince derhâl secdeye
kadar tazeli ini koruyan bir rehber olmu tur. Kur’an’ın i’câzı güçlerini yeterince kullanabilecekleri bir fırsat vermek etmesi, nazmının güçlü ve birbiriyle uyumlu olması, bir manayı kapanmı , “fesahatından dolayı secde etmek mecburiyetinde
üzerine yapılan çalı malar, onun mucizevili ini anlamaya ve maksadıyla olabilir.
Birinci merhalede, Mekkeli mü riklerden birçok söz ve farklı vecihlerle en etkili bir biçimde sunması, icmal kaldı ını” söylemi ti. Yine aynı adam, “vakta ki ondan ümitlerini
insanlara aktarmaya yönelik önemli bir çabadır. Bu makalede, Kur’an’ın bütününe benzerlik te kil eden bir kitap ortaya ve beyana aynı anda yer vermesi; lafız için manayı, mana için de kestiler, sılda arak bir kenara çekildiler.” ayetini okuyan birini
Kur’an-ı Kerîm’in dil ve üslup açısından i’câzı ele alınacaktır. koymaları talep edilmi tir: “De ki, And içerim! ‘ ayet insanlar ve lafzı terk etmemesi gibi pek çok dilbilimsel açıdan seçkin duyunca, “ ehadet ederim ki böyle bir söz söylemeye hiçbir
cinler, bu Kur’an’ın mislini getirmek için bir araya toplansalar, nitelikleri vardır. Kur’an-ı Kerim bu özellikleriyle de hiçbir mahlûkun gücü yetmez.” demi ti. te bu vakıalar Kur’an-ı Kerim’in
Bu sayede, Kur’an-ı Kerîm’in insan aklını ve kalbini nasıl zordur. Bu kelimelere Hz. Peygamber’in risaletinden sonraki ha a birbirlerine yardım edip kuvvetlerini birle tirseler bile yine eyden çekinmeden insanlara meydan okumu tur. nev’i ahsına münhasır bir i’caza sahip oldu unu göstermektedir.
etkiledi ini, onun zamanın ötesine geçen mesajının derinli ini dönemlerde slam bilginleri tarafından ıstılâhî anlamlar de onun gibi bir kitap ortaya koyamazlar.” c- Kur’an-ı Kerîm’in Nazmî ’cazı Kur’an’ın lafızları, hede enen manayı tam olarak ifade eder ve
daha yakından tanıma ve anlama fırsatı bulaca ız. yüklenmi tir. ’câz kelimesi 3/9. asrın ikinci yarısından itibaren kinci merhalede Kur’an surelerine benzer on sure ortaya Kur’an’daki lafızların sıralanı ı, cümlelerin olu umu, ayetlerin mananın tümünü ihtiva eder. Her bir lafız, hangi mana için anlamak, sadece onun lafzını okumakla de il, aynı zamanda derin
seçilmi se o manayı ifadede herhangi bir eksikli e mahal vermez.
’câz Kelimesinin Anlamı ve Kullanımı yayılmaya ba lamı ve bu asrın sonlarında Kur’an’ın “belâgatça koymaları talep edilmi tir: “Yoksa ‘Onu (Kur’an’ı), kendisi siyak ve sibakı anlam ve duyguların dı a yansıması eklindedir. Kur’an ayetleri, bunun açık bir delilidir. Kur’an’ın seçti i lafız ve anlamlarını kavramaya çalı makla mümkün olur. Her bir
’câz kelimesi sözlükte “bir nesnenin arka kısmı ve bir i in sonu” eri ilmesi imkânsız” olu unu ifade eder olmu tur. uydurmu .’ mu diyorlar. De ki, ‘E er do ru söyleyenler iseniz, Kur’an-ı Kerim bir ayeti te kil ederken e anlamlı kelimelerden kelimeler, kastedilen manayı tam olarak ifade etmenin yanı sıra, iç Müslüman’ın, Kur’an-ı Kerim’i ö renmek, anlamak ve hayatına
anlamlarına gelen “acz” mastarından türemi tir. Daha sonra Arap Kur’an’ın Dil ve Üslup Açısından cazı haydi onunkine benzer on sure getirin, isterse kendi uydurmanız delalet açısından en münasip, ekil yönüyle en uygun ve en ve dı bütünlü ü ile de ayrı bir musiki ve farklı bir nazma sahiptir. rehber edinmek için çaba göstermesi, onun mucizevili ine duyulan
örfünde “bir i i yapmada kusurlu olmak, gücü yetmemek” a- Lafız ve Mana Açısından ’caz olsun ve Allah’tan ba ka gücünüzün ye iklerini de yardımınıza ekmel olana yer vermi tir. Dilin imkânları yetersiz olup geride dil Onu okuyan her insan, ondaki bu muciz (aciz bırakan) ahenk ve bir saygı ve ükran ifadesidir. Kur’an, insanlı a gönderilmi en
durumunu ifade eden bir eylem adı olmu tur. Daha belirgin Kur’an’ın dil yönünden benzeri meydana getirilemeyecek bir ça ırın!” Üçüncü merhalede Kur’an’ın bir suresinin mislini sınırlarının ötesinde bazı anlam ve tasvirler bırakıldı ında, musikiyi bütün duygu ve kabiliyetleriyle hisseder. O, insan büyük hazine ve en güvenilir rehberdir. Onun mucizevi mesajları,
olarak “güç yetirememek, yapamamak” anlamını ta ıyan acz kitap oldu u tezine dayanan bu ilkeye göre Kur’an, Arap dili ve ortaya koymaları mü riklerden talep edilmi tir: “Yoksa ‘Onu kelamının çok ötesinde bir eydir. Ne iirdir ne nesirdir, ikisinin insanlık var oldu u sürece ı ık saçmaya ve yol göstermeye devam
kelimesinden türemi olan i’câz kelimesi, if’âl vezninde bir edebiyatında yer alan bütün anlatım sanatlarını en üstün kendisi uydurmu ’ mu diyorlar? De ki, ‘Öyleyse, iddianızda Ahmed Cemâl el-Ömerî, Me ûmü’l-i’câzi’l-kur’ânî ha e’l-karni’s-sâdisi’l-hicrî, karı ımı da de ildir. Sadece o, Yüce Allah’ın e siz kelamıdır. Bu edecektir.
mastar olup “aciz bırakmak” anlamını ta ımaktadır. Aciz seviyede kullanmı , aynı konuları farklı üslûplarla dile getirmi , do ru iseniz haydi onunkine benzer bir sure getirin ve Allah’tan Kahire 1984, s. 267-290 sebeple hem veciz hem mucizdir.
bırakmak anlamına gelen i’câz kelimesiyle ilahi kitabın özel ismi dil kusurlarından tamamen arınmı , ilginç bir telif tarzı ortaya ba ka ça ırabilece iniz kim varsa tümünü de yardımınıza Râ ’, ’cazü’l-Kur’an ve’l-Belâ atü’n-Nebeviyye, s. 185.
olan Kur’an kelimesinin bir araya gelmesiyle olu an koymu , mânaları kula a ho gelen lafızlarla anlatmı , konu ça ırın.” Zerke i, el-Burhan Ulumi’l-Kur’an, (thk. Muhammed Ebû’l-Fadl), b.y., 1980, 2/ SONUÇ Bûtî, Muhammed Said Ramazan, Min Ravai’i’l-Kur’an, Beyrut, 1416/1996, s.
91.
i’câzü’l-Kur’ân terkibi, Kur’an-ı Kerîm’in eri ilmez üstünlü ünü farklılıklarına ra men edebî üstünlü ünü daima korumu , Dördüncü merhalede ise Kur’an, tam benzeri olmasa da kısmen sra 17/88. Kur’an-ı Kerim, insanlık tarihine damga vuran ve ilahi bir rehber 140
ve onun insanların ortaya koymaya güç yetiremeyece i bir kelimeleri tek ba ına birbiriyle ve içinde yer aldıkları cümlenin benzeri olan bir sure getirmelerini muarızlardan istemi tir: “E er Hud 11/13. olarak bütün zamanlara ı ık utan e siz bir kitaptır. Onun “icaz” Bk. Yasin36/69-
söz/kelâm olu unu ifade etmektedir. ’câz kelimesin bu terim bütünüyle tam bir uygunluk arz etmi tir. Arap dili ve edebiyatına kulumuza (Muhammed’e) indirdi imiz Kur’an hakkında Yunus 10/38. olarak adlandırılan mucizevili i, yalnızca slam’ın kutsal kitabı Nisabûrî, Hâkim, el-Müstedrek ale’s-Sahihayn, Beyrut, 1990, 2/506-507;
Suyûtî, el- tkân, 4/5; Bilmen, Ömer Nasuhi, Büyük Tefsir Tarihi, stanbul,
anlamında kullanılı ına Kuran-ı Kerîm’de ve hadislerde üpheniz varsa, haydi onun surelerinden birine benzer bir sure Bakara 2/23 olmasından de il, aynı zamanda her bir ayetinde ve her bir 1973-1974, 1/41-42.
rastlanmaz. Aynı kökten türeyen mucize kelimesi de i’câz Fîruzâbâdî, Muhammed b. Yakub, el-Kâmûsu’l-muhît, Beyrut 2003, “a.c.z.” md., s. getirin ve e er do ru söyleyenler iseniz Allah’tan ba ka Müddessir 74/24. kelimesinde barındırdı ı derin anlam ve mükemmellikten Nahl. 90
464; Râgıb
kelimesi ile benzer anlam alanına sahiptir. lim gelene inde bu Isfehânî, Müfredâtü elfâzi’l-Kur’ân, Beyrut 2002, “a.c.z.” md., s. 547. ahitlerinizin (yardımcılarınızın) hepsini ça ırın.” Mü rikler Kamer 54/2. kaynaklanmaktadır. Kur’an’ın icazı, onun insan aklını ve bilgisini Hicr, 95
iki kelime kullanılmadan önce, bu kelimelere yakın anlamlar Naîm Hımsî, “Târîhu krati i’câzi’l-Kurân”, Mecelletü Mecmei’l- lmi’l-Arabî, bu meydan okuyu a kar ılıkta bulunamadıkları için onun yerine; Furkan 25/4. a an bir boyu a oldu unu göstermekte, bu da onun Allahü Yusuf, 80
En’am 6/25
ta ıyan, “ayet”, “burhân” ve “sultân” gibi kelimelerin kullanıldı ı XXVII, böl. I, s. 240-241. tekzip etme, kı kırtma, i ira ve kaba kuvvet gibi saldırgan bir Fussilet 41/26 Teâlâ’dan gelen bir vahiy oldu unu açıkça ortaya koymaktadır. Iyaz, Kadı - Tanci, Muhammed B. Tavit. “Kur’an-ı Kerim’in ’cazı”. e-Makalat
Suat, Yıldırım, “ ’câzu’lKur’ân lmi”, Yeni Ümit, stanbul, 2002, sayı: 57, s. 4.
görülmektedir. ’câz ve mucize kelimelerinin dinî, ıstılahi Rummânî, en-Nüket fî ’câzu’lKur’ân (Selâsü resâ’il fî ’câzu’lKur’ân içinde, n r. tutum sergilemi lerdir; “Bu ancak nakledilegelen bir sihirdir.” , Râ ’, ’cazü’l-Kur’an ve’l-Belâ atü’n-Nebeviyye, s. 142. Sonuç olarak Kur’an’ın icazı, onun Allah’ü Teala’nın kelamı Mezhep Ara tırmaları Dergisi 4/1 (Nisan 2011), 417-438.
Bakillânî, Kadı Ebu Bekr Muhammed bin Tayyib, ’cazü’l-Kur’an, Daru
anlamda ilk olarak kullanıldı ı eseri ve zamanı tespit etmemiz Muhammed Halefullah - Muhammed Za lûl Sellâm), Kahire, ts. (Dârü’l-maârif), “Süregelen bir sihirdir.” , “Bizzat kendisinin uydurdu u bir oldu unu gösteren en güçlü delillerden biridir. Bu mucizevili i hyai’l-Ulum, Beyrut, 1411/1990, s. 282.
s. 69-100, 101.
AKADEMİ I 23