Page 9 - Akademi Dergisi Ocak
P. 9
AKADEMİ OCAK 2025 İlim ve Araştırma Dergisi
İSTANBUL İSLAMİ İLİMLER
AKADEMİSİ
edegelen eski dinleri yıkarak, millet ve kavimlerin içindekilerini Peygamberimiz’in ve O’nun izinden giden âlim ve velîlerin, nasıl dînlerini bırakıp Müslümân olduklarını ve dîn-i slâm yolunda,
de i tirerek, sa lam bünyeli bir âlem ( slâm âlemi) kurarak kâmil cemiyetler meydâna getirdikleri açıkca ortadadır. Burada kendi kavimlerine, akrabâlarına, ha â babalarına ve o ullarına O hâlde, hanginiz benim
slâm esâslarını ö retmek üzere çe itli kabîlelere muhtelif yardımcım olur? buyurdu
ö retmenler gönderilmi tir. Burada, zaman zaman sayıları 70’e yeryüzünün yarısına yayıldı. slâm’ın ilerleme ve yükselme sırrını Karahânlılar, Gazneliler, Timuro ulları, Bâbürlüler, kar ı harbe iklerini, O’nun yolunda yurtlarını ve mallarını fedâ önlerine e diler. Peyga
kadar varan “Ashâb-ı su e”’yi (radıyallahü anhüm ecmaîn) ne kadar ara tırıp incelersek o kadar hayranlı ımız artıyor...” Sevgili Selçûklular ve Osmânlıları zikredebiliriz. “O (Peygamberimiz), edip kanlarını akı ıklarını, dost ve dü mân herkes bilmekte ve tekrârladı. Her söyleyi
hâtırlamalıyız. Onlar bazen kabîlelere ö retmen olarak gitmi ler, Peygamber’imiz (aleyhisselâm), e itim ve ö retim metodunu, ilk sahâbe-i kirâmı yani ilk Müslümânları nasıl e itmi tir?” diye bir söylemektedir. Sevgili Peygamber’imiz, Ebu Cehil’e 23 defa Üçüncü defasında, Ya R
gerekti inde de harplere mücâhid olarak katılmı lardır. Sahâbe-i defa, ilk nesil olan, slâm’ın altın nesli sahâbe-i kirâm üzerinde soru sorulacak olursa, “Tabîî ki evvelâ Kur’ân-ı Kerîm ile slâmiyet’i teblî etmi tir. Biz de Peygamberimiz, hulefâ-i râ idîn ya ça en küçü ü isem de
kirâm ve Tâbiîn devrinden ba layarak geni slâm dünyâsı içinde uygulamı ve ortaya hayırlı bir ümmet çıkmı tır. Bu bahtiyâr e itmi tir.” cevâbını veririz. Zâten Hazret-i Ai e Vâlidemiz de ve di er sahâbe-yi kirâm gibi marûz kalaca ımız çe itli sıkıntılara üzerine Resûlullah Efen
birçokâlim ve velî gelip geçmistir. Fâs’tan Hindistân’a, toplulu un meydâna getirilmesinde kullanılan metodları bilmek Peygamberimiz’in ahlâkının, Kur’ân-ı Kerîm ahlâkından ibâret ve eziyetlere sabretmeliyiz. Prof. Dr. Abdullah Özbek’in Di erleri hayret içinde
Yugoslavya’dan Orta Asya ve Çin’e, Kırım ve Kazan’dan Afrika’ya zarûrîdir. Önemine binâen unu ifâde etmeliyiz ki e itim oldu unu ifâde etmemi midir? Kur’ân-ı Kerîm tefsîrleri, belir i i gibi Sevgili Peygamber’imizin e itim metodunda, Sûresi’nin 94. âyet-i k
ve Yemen’e kadar birçok slâm büyü ü vardır. Bir muallim, mür id, sâhasında hizmet verenlerin, e itimle ilgili yeterli metod hadîs-i erîf erhleri, siyer, slâm târihi ve genel târihle ilgili üzerinde durabilece imiz çok önemli 6-7 nokta vardır. Bunlar Sana emrolunan eyi (em
rehber elinde yeti erek silsile yoluyla Peygamber Efendimiz’e bilgisine sâhip olmaları gerekir. te bunları ifâde e ikten eserler, Resûlullah’ın da’vet ve teblî i ile ilgili kaynaklar tetkik bizim çalı malarımızda, e itimimizde göz ününe alaca ımız arasını ayır. Mü rikler
kadar gitmeleri; nerede ve hangi memleke e yeti irlerse sonra, imdi Peygamberimiz’in konumuzla ilgili birkaç hadîs-i edilip oradaki esâslar tesbît edilerek genel e itim ve ö retim çok önemli noktalardır. Önce bunları maddeler hâlinde etme.) ilâhî emri gelin
yeti sinler, onları tek bir kayna a ba lamı tır. üphe yok ki, Allahü erî ni nakledebiliriz: Ben bir muallim olarak gönderildim. metoduyla ilgili kitaplar, psikoloji ve sosyoloji ile ilgili sıralayalım: açıktan açı a slâm’a d
Teâlânın ve peygamberlerinin emir ve yasaklarına riâyet ederek ( bn-i Mâce) Ben sizin için bir baba gibiyim; bilmediklerinizi çalı malar; dîn e itimi, dîn psikolojisi, dîn sosyolojisi ve dînler 1- Konu ma yerinin ve zamanının seçimi; söz, hareket ve çıkıp; Ey Kurey halkı
ya ayan ferdler, âileler ve cemiyetler, çok huzûrlu, gâyet ö retiyor, sizi terbiye ediyorum. (Ebû Dâvûd, Nesâî) Ben güzel târihi ile ilgili ara tırmalarla mukâyese edildi i takdîrde, bakı larıyla dinleyicileri kontrol altına alma, gerekirse buyurdu. Ha â bn-i s
müre eh birer hayât içinde olmu lar; herkes adâlet, emniyet ve ahlâkı tamâmlamak için gönderildim. Benim ve sizin Peygamberimiz’in e itim metodlarının isâbetlili i daha açık ve muhâtaplara soru sorarak, yemîn ederek onların dikkatlerini “es-Sîretü’n- Nebeviyy
huzûr içinde, son derece medenî bir ekilde ya amı lardır. benzeriniz, ate yakan ve ate ine pervâne ve çekirgeler dü meye seçik bir tarzda ortaya çıkacaktır. Çünkü O’nun e itimi, temelde, toplamak “Ey Benî Hâ im”, “Ey Be
Burada önemine binâen, mühim bir noktanın altını çizerek ba layınca onları men etmeye çalı an kimse gibidir. Ben sizi Allahü Teâlânın yüce kelâmı Kur’ân-ı Kerîm’de yer alan esâslara 2- Konu ma esnâsında ses tonunu, jest ve mimikleri iyi kabîleleri teker teker
belirtelim ki bizim mukaddes dînimizde, Peygamber ate e dü mekten korumak için eteklerinizden tutuyorum; dayanmaktadır. Bu esâsları, 23 sene zarfında; barı ta ve sava ta, ayarlamak [bazan yüksek sesle konu urlardı.] da, Ey kavmim! Hiç bend
Efendimiz’in teblî âtında, yine çok zengin olan kültürümüzde hâlbuki siz, benim elimden kurtulmaya çalı ıyorsunuz. sıkıntı ve mutluluk anlarında, dînî, ictimâî, ahlâkî ve siyâsî yönden 3- Akıcı, kısa ve özlü konu mak, âdetâ kelimeler sayılacak ekilde, hepsi birden, Hayır, i
ve yüksek medeniyetimizde, e itimde i in esâsı hem kendisine (Müslim) Allah’ın, benimle gönderdi i hidâyet ve ilim, bol Mecûsî yaparlar. buyurarak Müslümânlı ın yerle tirilmesinde en tedrîce riâyet ederek hayâta, içinde bulundu u topluma ve gerekti inde 2-3 defa tekrâr ederek ve irticâlen konu mak [o, slâm âliminin bulunmasının farz-ı kifâye oldu unu belirtmektedir. kizben
faydalı hem de âilesine, milletine, vatanına ve devletine, ya mura benzer ki o ya murun isâbet e i i yerin bir kısmı, mühim i in, çocukların ve gençlerin iyi terbiye edilmesi oldu unu çevresindekilere uygulamı tır. Takdîr edilece i üzere, insanları, cevâmiul-kelimdir.] te slâm nazarında ö retmen yeti tirilmesi her türlü ihtiyaçtan
memleke e ya’nî dünyâ yaratıldı ı günden kıyâmet kopuncaya gününden korkan sizler için, Peygamber ne güzel örnektir. slâmiyet’e ve Müslümânlara, ha â bütün insanlı a faydalı suyu içen kuvvetli bir toprak olup bol ot bitirir. Bir kısmı da su bildiriyor. O hâlde her Müslümân’ın birinci vazifesi; evlâdına, ba lı bulundukları dînlerinden, eski örf, âdet ve 4- Muhâtapların seviyesine uygun konu mak (Kellimun-nâse alâ önce gelmektedir. Burada Ashâb-ı Su e’
kadar, gelmi ve gelecek bütün varlıkların, her bakımdan en (Ahzâb, 21) Ey kadınlar! Evlerinizde okunan Kur’ân’ı ve unsurlar meydâna getirmek olmu tur. te bizim açtı ı davâda, kâdı efendinin, Hıristiyân tâcirin lehine hüküm Sevgili Peygamber’imizin peygamberli inin insanlara içmeyen katı yer olup suyu biriktirir ve muhâfaza eder de kitâbını (Kur’ân-ı Kerîm’i), peygamberini, dînini ö retmektir. geleneklerinden bir anda çevirmek kolay bir i d
üstünüdür. Hiçbir kimse, hiçbir bakımdan, O’nun üstünde hikmeti hatırlayınız: (Ahzâb, 34) Muhakkak sen, do ru yola, kültürümüzdeki ana hedef budur. Bu da iyi bir e itim ile derken insanın yaratıcısını bilmesi, yaratıcının Rablı ı ve verdi ini anlatmaktadır. Dost-dü mân herkes tarafından bilindi i bildirilmesinin 13. senesinde, birtakım hikmetlere mebnî, Allahü Teâlâ, o su ile insanları faydalandırır; insanlar ondan Evlât büyük ni’me ir. Ni’metin kıymeti
de ildir. Hâl böyle olunca, Resûlullah Efendimiz’in e itim ve Allah yoluna kılavuzlarsın... ( ûrâ, 52-53) Peygamber’in size mümkün olabilir. Türk- slâm tarihi boyunca, millî yaratılanın kullu u esâsına dayalı bir münâsebetin kurulmasını gibi, koca Osmânlı pâdi âhı da mahkemede kâdı efendinin Medine-i Münevvere’ye hicret izni verilmi , orada slâm içerler, hayvânlarını sularlar ve onunla ekerler, biçerler. Yine o Bunun için pedagoji yani çocuk terbiye
ö retim metodunu ortaya koydu umuzda, bizim için çok getirdiklerini alınız (tutunuz), yasak e i i eylerden e itimimizdeki ana hedef bu olmu tur. te imdi de bu güzel kasdediyoruz. Bütün peygamberler, insanlara ilk önce bunu huzûrunda, ayakta bekler ve di er suçlular gibi titrerdi. Yine devletinin temelleri atılmı tır. slâmiyet, cihân- ümûl ya mur öyle bir yere isâbet eder ki orası düz ve kaypaktır, ne su kıymetli bir ilimdir. (Seyyid Abdülhakîm A
önemli ölçüler meydâna çıkacaktır. urası muhakkak ki ilk sakınınız.(Ha r, 7) ülkenin bütün vatanda larının ana hede bu olmalıdır. Bu da iyi ö retmeyi hedef almı lardır. Kur’ân-ı Kerîm’de, Zâriyât Sûresi’nin Fâtih’in, kendi yaptırdı ı medresede bir oda istemesi üzerine, onu (âlem- ümûl, evrensel) bir dîn oldu undan orada kalmamı , tutar ne de ot bitirir. te bu, Allah’ın dînini anlayan ve Allahü terbiyesine çok dikkat etmelidir. Onun kötü arkada larla dü
Peygamber Hazret-i Âdem’den (aleyhisselâm), son Nebî ve Resûl PEYGAMBER EFEND M Z, KEND S N B R MUALL M bir e itim ile mümkün olabilir. üphe yok ki mâzîlerini, 56. âyet-i kerîmesinde de, Ben, cinnîleri ve insanları, (ancak beni ö retim üyelerinin imtihân etmeleri, aslında e itimde çok önemli dünyânın her tarafına yayılmı tır. Peygamber Efendimiz, Medine-i Teâlânın benimle gönderdi i hidâyet ve ilimden faydalanan ve kalkmasına mâni olmalıdır. Kötü arkada
Hazret-i Muhammed Mustafâ’ya (sallallahü aleyhi ve sellem) OLA K TAKDÎM ETM T R büyüklerini tanıyamayan çocuklar, gençler ve ya ları ilerlemi bilsinler, tanısınlar) bana ibâdet etsinler diye yara ım. bir göstergedir.] Tâhire’de bir tara an Kurey mü riklerinin hücûmlarına, onları bilip (ö renip) ba kalarına da ö reten kimse ile buna terbiyesini bozar. ( mâm-ı Gazâlî) te burada iyi çevrenin önemi esâsların ba ında, Kelime-i Tevhîd geliyordu. Bunu
kadar, dâimâ hak ile bâtıl mücadelesi devâm edegelmi tir. Sevgili Peygamber’imiz: “Ben, ancak bir muallim olarak insanlar, büyüklüklere tâlip olamaz. nsanların çe itli buhrânlara, buyurulmaktadır. slâm’da e itimin en yüce hede Allah’ı 8- nsanların, kânûn nazarında e itli ini kavratmak (Sevgili saldırılarına sabırla kar ı koyarken di er tara an da civârdaki kulak asmayan, benim getirdi im hidâyeti kabûl etmeyen çok açıktır. Allahü Teâlâ bir kulunu se
nsanları, dünyâda ve âhıre e seâdete, selâmete, felâha ve necâta gönderildim” ( bn-i Mâce) buyurmu tur. Peygamberimizin bunalımlara, rûhî sıkıntılara marûz kaldıkları asrımızda, büyük tanıtmak (Ma’rifetullah)tır. smâîl Hakkı Bursevî’nin (kuddise Peygamber’imiz, “Kızım Fâtıma da hırsızlık yapsa elini devletlerin ba kanlarına, slâm’a da’vet mektupları kimsenin benzeridir.(Buhârî, Müslim) Görüldü ü gibi, bu iyi, güzel ameller yaptırır. Allahü Teâlâdan
ula tırmak için gönderilen Peygamberlere (aleyhimü’s-selâm) e itiminde, muallim (ö retmen), e itimin temel unsuru olup insanların tavsiye ve nasîhatları, ya ayı tarzları, hâl ve sirruh) “Kenz-i Mahfî” isimli eserinde zikre i i bir hadîs-i kestiririm.” buyurmakla, bunu ne güzel ifâde ediyorlar. Hâlbuki göndermi tir. Ha â bu davetler, hicre en henüz 7 sene hadîs-i erî e, insanlar, 3 grup toprak misâli ile anlatılıyor: yüzlerce kitâb okusa, nasîh
-küçük gruplar hâlinde olsun, büyük topluluklar hâlinde olsun- hareketleri, kerâmetleri hem zevk ve ibret almaya hem de kudsîde, Ben, gizli bir hazîneydim, bilinmeyi arzû e im; bunun O’nun kızı hiç hırsızlık yapar mı? Kendi kızı üzerinden misâl geçmi ken vâki olmu tur. Bu arada Hicretin 7. senesinde Hayber, Mukaddes dînimizde, yüksek kültür ve medeniyetimizde çok Edeb, te’dîb kelimelerinin terbiye, e itim kelimeleriyle çok dünyâya geli inden itibâren g
kar ı çıkanlar olmu , bu mücâdele son ve en üstün Peygamber intibâha, uyanmaya sebeb olacaktır. üzerine mahlûkâtı yara ım. buyurulmu tur. Yine insanın, vermesi çok hikmetli.), mü’minlerin karde lik ve i birli i 8. senesinde ise Mekke-i Mükerreme fethedilmi , böylece hem mühim umdeler, son derece önemli kâideler vardır. Bunlar, yakın alâkası vardır. E er bir insan, edebli bir insan hâline teblî e ikleri temel inançtır. Pozitivizm, pragmatizm, Sa’d bn-i
Muhammed aleyhi’s-salâtü ve’s-selâm’a kadar devâm etmi tir. yaratıklar arasındaki yerini ve hayâ aki ferdî sorumlulu unu duygularını yerle tirmek Yahûdîlerin hem de Kurey kâ rlerinin Arap yarımadasındaki cemiyetin nizâm ve intizâmını te kîl eden, insanlar arasındaki getirilebilirse e itimde istenilen maksada, arzû edilen hedefe naturalizm, idealizm, nihilizm gibi cereyânların da e itim taaccüb mü ediyorsunuz?” buyurması.] kavimleri oraya ça ırması.)] Bu k
KUR’ÂN-I KERÎM E T M N N HEDEFLER bilmesi, yaratılı hikmetini idrâk etmesi, hiç ölmeyecekmi gibi 9- Ferdleri, maddî hayâtın gerektirdi i ekilde e itmek Bütün hâkimiyetleri ortadan kaldırılmı tır. Peygamber Efendimiz’in münâsebetleri tanzîm eden çok mühim prensiplerdir. E T MDE TEMEL UNSUR Ö RETMEND R îmân etmedi, bu yüks
ALLAHÜ TEÂLÂ, PEYGAMBER EFEND M Z’E TÂAT VE Bir e itim ve ö retimde; ö retmenin bilgisi, ahsî özellikleri ve dünyâ için, yarın ölecekmi gibi de âhiret için çalı ma duygusunu bu hede ere baktı ımızda, Müslümân insanın yeti tirilmesi için âhırete irtihâlleri zamanında, Müslümânların sayısı 150 bine kavu ulmu demektir. teorileri vardır. Ama bu ve benzeri e itim teorileri, ba arıları girecek olursak unları söyleyebiliriz: Resûlullah Efendimiz,
BÂ ETMEY EMRETMEKTED R ö retim metodlarına vukû yeti, birbirinden ayrılmaz bir bütün yerle tirmek, bu hede er arasında gelmektedir. gerekli olan hede er oldu unu görüyoruz. te bu ölçüler, aslında yakla mı tır. O’nun arkasından halîfe olan 4 büyük zât da E T MC LER Ç N NÜMÛNE- MT SÂL, DEAL SEVG L PEYGAMBER’ M Z N E T M VE Ö RET M ispatlanmı e itim esâsları de ildir. te bu noktada, Resûlullah’ın Peygamberimiz, ilmin önemi ve âlimin fazîleti
Peygamber Efendimiz’e itâat ve i ibâ etme ya’nî uyma olup pedagojik esaslara göre çok önemlidir. Bu vesîleyle burada, 2- Takvâyı yerle tirmek, ahlâkî ahsiyeti geli tirmek ve Kur’ân-ı Kur’ân-ı Kerîm’in ve onun tefsîri ve uygulaması olan sünnetin (Hulefâ-i Râ idîn), kendi zamanlarında, slâm’ın yayılması için E T MC SEVG L PEYGAMBER’ M ZD R METODU e itiminin önemi ortaya çıkmaktadır. Zâten ehemmiyeti bugün durmu tur ki iki sınıf dı ındaki insanlarda âdet
konusunda, Kur’ân-ı Kerîm’de birçok âyet-i kerîme vardır. önce Kur’ân-ı Kerîm’deki anlatım tarzı, e itimin hede eri Kerîm ölçüleri içinde ferdin bozuk davranı larını de i tirmek ve ölçüleri olup yukarıda zikredilen hedefe yöneltmede, slâmî çok büyük gayretler sarf etmi ler, Cenâb-ı Hakk, onlara da üphesiz ki e itimciler için nümûne-i imtisâl yani örnek insan, Ahzâb sûresinin 21. âyet-i kerîmesinde de ifâde buyuruldu u tesbit edilmi olan pedagojik esâsl
Misâl olmak üzere, bunlardan bazılarını, Kur’ân-ı Kerîm’deki sûre hakkında, çok kısa olarak birkaç kelime söylemekte fayda iyi yönde geli tirmek [Takvâdan, mü ekîlerden, Allah’tan e itimin canlı örne i ise sevgili Peygamber’imizdir. O’nun büyük fetihler nasîb buyurmu tur. slâm devletinin Medîne-i ideal e itimci, bundan 14 asır evvel, tek ba ına teblî âta ba layarak üzere, Peygamber Efendimiz, bizler için her husûsta en güzel yer almaktadır. Peygamberimizi
sıralarına göre öyle zikredebiliriz:De ki: Allah’ı seviyorsanız, görüyoruz: Selçuk Üniversitesi lâhiyat Fakültesi Ö retim korkmaktan bahseden birçok âyet-i kerîme vardır.] dünyâyı te rîf etmesi üzerinden bir müddet (40 sene) geçip Allahü Münevvere’de kurulmasından sonra geçen 50-100 sene içinde 23 sene gibi çok kısa bir zaman zarfında, târihin bir benzerini örnek oldu una göre e itimde de güzel bir örnektir. Zâten (ö retmen), e itimin temel unsuru olup s
bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin ve günâhlarınızı ba ı lasın. Üyelerinden Prof. Dr. Abdullah Özbek, “Bir E itimci Olarak 3- yi insan yeti tirmek, insanın hayrına olan her eyi te vîk Teâlânın emriyle peygamberli ini ilân edince evvelâ yakın akrabâsı Müslümânlar; batıda Endülüs’e, do uda ise Çin’e kadar görmedi i ve kıyâmete kadar da göremeyece i 150.000 kâmil Allahü Teâlâ, bir insanda bulunabilecek, görünür-görünmez ö retmek üzere çe itli kabîlelere mu
(Âl-i mrân, 31) Allah’a ve âhiret gününe inanıyorsanız herhangi Hazret-i Muhammed (Aleyhisselâm)” isimli kitâbında, Kur’ân-ı etmek [Mülk, 3’te kimin en iyi amel yapaca ını imtihân için ve Kurey ’in ileri gelenleri ona kar ı çıkmı lardı. O, en küçük bir varmı lardır. Târih boyunca Müslümânlar 121 devlet insanın meydâna gelmesine vesîle olan Sevgili bütün iyilikleri, bütün üstünlükleri, bütün güzellikleri gönderilmi tir. Burada, zaman zaman sayıları 70’
bir eyde ihtilâfa dü tü ünüzde, onu Allah’a ve Resûlüne arz Kerîm e itiminin hede erini 9 madde hâlinde, ölümün de hayâtın da yaratıldı ı mevzu-i bahis edilmi tir.] fütûr, gev eklik göstermeden, Mekke-i Mükerreme’de - üç kurmu lardır. Amerikalı yazar Stüdart “ slâm Âleminin Peygamber’imizdir. üphesiz ki Peygamberimiz’i, belirli Habîbinde toplamı tır. O, güzel huyu, yumu aklı ı, afvı, sabrı, ashâb-ı su eyi hâtırlamalıyız. Onlar bazan kabîlelere ö retme
ediniz.(Nisâ, 59) Hayır, Rabbine yemîn ederim ki onlar, Peygamberimizin e itim metodunu da 7 madde hâlinde ta’dâd 4- lim ve hikmet ö retmek senesi gizli olmak üzere- 13 sene, da’vet ve teblî ine devâm Bugünkü Hâli” adlı kitabında diyor ki: “ slâm’ın zuhûru, ki ilere veya özel bir sınıfa ders veren klasik bir e itimci olarak ihsânı ve ikrâmıyla herkesi hayrân bırakmı ; O’nu görenler ve olarak gitmi ler, gerekti inde de harplere mücâhid olarak vâsı
aralarında çıkan o karı ık i lerde, seni hakem kılmadıkça ve etmi tir. Bizim de Kur’ân-ı Kerîm e itiminin hede erini, ana 5- nsanları, a ırılıklardan korumak etmi tir. Mekke döneminde, sayıları birkaç yüz olarak ifâde neredeyse insanlık tarihinde kaydolunan en büyük hâdisedir. dü ünmemeliyiz. O, umûmî bir mürebbidir; terbiyecidir. O’nun sözlerini i itenler, seve seve Müslümân olmu lardır. katılmı lardır. Bütün Peygamberlerde bulunması vâcib olan 7 Bilin
hem de verdi in hükümden dolayı, hiçbir sıkıntı duymaksızın hatlarıyla tesbît etmemizde fayda vardır. Bunları maddeler 6- slâm’ı ya ayacak ve ya atacak bir nesil hazırlamak edebilece imiz bir kısım bahtiyârlar, îmân ve slâm ile mü erref slâm, daha evvel ahsiyet bakımından zayıf olan bir millet ve TERB YE: Ki iyi, yava yava , rûhen ve bedenen yeti tirmek, O’nun hiçbir hareketinde, hiçbir i inde, hiçbir sözünde, hiçbir sıfa an biri olan fetânet sı
teslîm olmadıkça, îmân etmi olmazlar. (Nisâ, 65) Bir kimse, hâlinde öyle sıralayabiliriz: 7- Adâleti kavratmak [Devlet Ar ivleri eski Gn. Mdr. Merhûm olmu , kâ rlerin tahammülü çok güç olan ezâ ve cefâlarına de er bakımından kıymetsiz bir ülkede zuhûr e i. Daha olgunla tırmak demektir. Peygamber Efendimiz; Bütün çocuklar, zaman, hiçbir çirkinlik, hiçbir kusûr görülmemi tir. te bu aklı o kadar çoktu ki Arabistân yarımadasında, sert ve inatçı aydınlat
Peygamber’e itâat ederse Allah’a itâat etmi demektir. (Nisâ, 80) 1- bâdet duygusunu geli tirmek, insanın aklını ve rûhunu Prof. Dr. smet Miro lu, yazdı ı bir makâlesinde, Venedikli sabretmi , slâm güne inin, di er insanların evlerine de girmesi yirmi-otuz sene geçmeden, uçsuz-bucaksız geni mülk ve Müslümânlı a uygun ve elveri li olarak dünyâya gelirler. husûs, iyi anla ılacak olursa dînî ve dünyevî i lerimizde, kimi insanlar arasında gelip çok gü
Peygamber’in emrine muhâlefet edenler, tneye ve can yakıcı e itmek ve dü ünceyi geli tirmek. bâdet duygusunu geli tirmek Hıristiyân bir tâcirin, Konya kâdısına, Konyalı bir tâcir aleyhine için cânla- ba la çalı mı lardır. saltanatları parçalayarak, asırlar ve nesiller boyu devam Bunları, sonra anaları-babaları, Yahûdî veya Hıristiyân yahud örnek almamız gerekti i açıkca ortaya çıkar. Zîrâ sabrederek onları yumu aklı a ve itâate getirdi ini, ço unun akâi
azâba u ramaktan korksunlar. (Nûr, 63) Allah’tan ve kıyâmet
AKADEMİ I 07
MEYDÂNA GELEN NETÎCE verir.” buyuruluyor. Eshâb-ı kirâm anlatılırken de “küntüm hayra 1- Kayınpeder olanlar: Hazret-i Ebû Bekir, Hazret-i Ömer,
Allahü Teâlâ, yukarıda da belir i imiz gibi, Âdem ümmetin…” buyurulup onların önemli bazı vası arı zikrediliyor: Hazret-i Ebû Süfyân.
Aleyhisselâm’dan beri insanları ebedî saâdete kavu turmak için Emr-i ma’rûf ve nehy-i münker yapmaları ve îmân etmeleri. 2- Damat olanlar: Hazret-i Osmân ve Hazret-i Ali.
peygamberler göndermi tir. Peygamberler, insanları kurtulu a Sahâbe-i Kirâmı Medheden Üç Âyet-i Kerîme Allahü teâlâ, 3- Kayınvâlide olanlar: Âi e vâlidemizin annesi Ümm-i Rûmân,
dâvet etmi ; do ru olan yolu, çektikleri bütün sıkıntı ve eziyetlere Kur’ân-ı Kerîm’de meâlen buyuruyor ki: Hafsa vâlidemizin annesi Hazret-i Zeyneb, Ümm-i Habîbe
ra men bıkmadan, yılmadan anlatmı lardır. Sevgili 1- “( slâm’da) birinci dereceyi kazanan Muhâcirler (Mekke-i vâlidemizin annesi Hazret-i Hind.
Peygamberimiz’in, 150 bin mübârek insan, güzîde sahâbe, Mükerreme’den Medîne-i Münevvere’ye hicret eden sahâbîler) ve 4- Kayınbirâder olanlar: Hazret-i Abdullah bin Ömer, vahiy kâtibi
hayırlı bir ümmet meydâna getirmesi, onların da 30-40-50 sene Ensâr (Muhâcirlere yardım eden Medineli Müslümanlar) ile Hazret-i Muâviye gibi. Resûlullah Efendimiz, kayınbirâderi
gibi çok kısa zaman zarfında gâyet mahdûd imkânlarla güzellikle onlara tâbi olanlardan Allah râzî olmu tur; onlar da Hazret-i Muâviye için de, “Yâ Rabbî, ona kitap ö ret, ülkelere
Endülüs’ten Çin’ e kadar olan geni co rafî bölgeleri fethedip Allah’dan râzî olmu lardır. Allah, bunlar için, içinde ebedî, sâhip et ve azâptan koru!” buyurdu. ( mâm Ahmed, Taberânî)
oralara ilim, irfân, ahlâk, fazîlet, medeniyet, adâlet, nûr ve hidâyet temelli kalacakları, altlarından ırmaklar akan cennetler bni Hacer-i Mekkî diyor ki: “Hazret-i Muâviye, sahâbenin
götürmeleri ciddiyetle incelenmesi gereken bir konudur. hazırladı. te bu, en büyük bahtiyarlık (kurtulu )tur.” (Tevbe büyüklerindendir. Resûlullah’ın neseple ve nikâhla çok yakını ve
Peygamberlerin âhirete irtihâllerinden sonra da onlara tam tâbi Sûresi, 100) mahremidir. Server-i âlem, onu övmü tür. Onda slâmiyet, sohbet,
olan, Allahü Teâlânın sevgisi ile dolu, ma’nevî sırlar sâhibi âlim ve 2- “Siz, insanlar için çıkarılmı en hayırlı bir ümmetsiniz...” (Âl-i nesep, nikâhla akrabalık ere eri toplanmı tır.” (Es-Savâıku’l-
velî zâtlar, her memleke e ve her devirde bulunmu ve insanların mrân Sûresi, 110) Ya’nî sahâbe-i kirâm, peygamberlerden sonra, Muhrika)
dîn ve dünyâ saâdetine ula maları için çalı mı lardır. bütün insanların en iyileridirler. NETÎCE:
ON BE ASIRDIR MÜSLÜMÂNLA REHBERL K EDEN 3- “Sana, Allahü Teâlâ ve sana tâbi’ olan mü’minler yeti ir.” (Enfâl urası bir gerçektir ki insanlar, Allah’ın ve peygamberlerinin
ULEMÂ VE EVL YÂ EKS K OLMAMI TIR Sûresi, 64) slâm’ın ilk zamânlarında sahâbe-i kirâm çok az idi. Fakat emir ve yasaklarına uydukları müddetçe, huzûrlu ve râhat bir
On be asırdır Müslümânlara rehberlik etmi , onlara do ruları Allahü Teâlânın yanında dereceleri pek yüksek oldu undan, Sevgili hayât ya amı lar, birbirlerini sevip-saymı lardır. Emirlere ve
ö retmi , kendileri de eksiksiz slâmî birer hayât ya amı Peygamber’ine hitâben, “Dîni yaymakta onlar sana kâ dirler.” yasaklara uymadıklarında ise huzûrsuz olmu lar, râhatları
bulunan ulemâ ve evliyâ-yı kirâmın hâl tercümeleri ya’nî buyurdu. Sahâbe-i kirâmı medheden ba ka âyet-i kerîmeler de bozulmu ; ahlâksızlık, zulüm ve haksızlık bütün cemiyeti
biyogra leri muhtelif kitaplarda geni çe anlatılmaktadır. Bu vardır. Eshâb-ı kirâmın büyüklü ünü bildiren be hadîs-i erîf: sarmı tır. Dînimizde, târihimizde, kültür ve medeniyetimizde
büyük âlim ve velîler, kendi asırlarında oldu u gibi Sevgili Peygamberimiz buyurmu lardır ki: e itimden maksat iyi insan, orijinal ismiyle söylemek gerekirse
zamanlarından sonra da dâimâ sevilen ve sayılan, hayâtları 1- “Zamân(asır)lar ahâlîsinin en hayırlısı (en iyisi), benim insân-ı kâmil meydâna getirmektir. Burada, hemen mâm-ı
örnek alınan kimseler olmu lardır. üphesiz ki iyi insanların asrımın ahâlîsidir. [Ya’nî sahâbe-i kirâmın hepsidir.] Ondan sonra Gazâlî’nin bir sözünü hâtırlayarak mevzûmuza devâm etmek
hayâtları ö renildikçe iyilerin adedi artacaktır. slâm ve Türk ikinci asrın, ondan sonra üçüncü asrın mü’minleridir.” istiyoruz. Buyuruyor ki: nsanlar üç gruptur: Birinci grup, gıdâ
târihi boyunca sultânlar, pâdi âhlar do ruyu onlarla bulmaya 2- “Eshâbımın her biri gökteki yıldızlar gibidir. Hangisine gibidir; herkese her zaman lâzımdır. kinci grup, devâ (ilâç gibidir);
çalı mı lar, hakîkî (ya’nî ma’nevî) sultânların onlar olduklarını uyarsanız hidâyete kavu ursunuz.” Ya’nî hangisinin sözü ile bazı insanlara bazen lâzım olur. Üçüncü grup ise illet (maraz, derd,
görmü ler, onların nasîhatleri ile devlete, millete ve insanlı a hareket ederseniz do ru yolda yürürsünüz. Denizlerde, çöllerde, hastalık) gibidir; herkes ondan kaçar ama o, insanlara bula ır.
faydalı olmaya çalı mı lardır. Târih boyunca insanlı a huzûrlu yıldızlarla ve pusulalarla cihet bulundu u, yol alındı ı gibi bunların Burada, insanların, birinci gruptan olmaları yani herkese lâzım olan
devirler ya atmı olan Emevîler, Abbâsîler, Karahânlılar, sözleriyle hareket edenler de do ru yolda giderler. gıdâ gibi olmaları esâstır. te, bizim târih ve medeniyetimiz
Gazneliler, Timuro ulları, Bâbürlüler, Selçûklular, Osmânlılar 3- “Eshâbımın hiçbirine dil uzatmayınız. Onların ânlarına Fethi’nden önce Allah için mâl veren ve sava anlara, fetihten boyunca, e itimimizin ana hede bu olmu tur. Zâten
ve daha birçok slâm devletinin sultânları, hep bu büyüklerin yakı mayan bir ey söylemeyiniz! Nefsim elinde olan Allahü sonra veren ve sava anlardan daha yüksek derece vardır. Hepsi peygamberler târihini inceledi imizde de onların hepsinin
rehberli inde hizmete devâm etmi ler; yeri gelince atlarının Teâlâya yemîn ederim ki sizin biriniz Uhud Da ı kadar altın için hüsnâyı [cenneti] söz verdim.” [Hadîd, 10] Birkaç hadîs-i gâyesinin yüksek ahlâklı, iyi insanlar meydâna getirmek
arkalarından gitmi ler, bâzan onlarla sava lara katılmı lardır. sadaka verse eshâbımdan birinin bir müd (875 gr.) arpası kadar erîf meâli de öyledir: “Allahü Teâlâ, beni insanların en oldu unu görüyoruz. Son peygamber olan Hazret-i Muhammed’in
Onlar, duâ ordularının kumandânları ve dertlerin ma’nevî sevâb alamaz.” Bu hadîs-i erîf, Eshâb-ı kirâmın kalblerinin ne asîlzâdesi olan Kurey Kabîlesi’nden seçti ve bana onların (aleyhisselâm) hadîs-i erî erini okudu umuzda da bazı temel
tabîbleridirler. Bu vesîleyle bir nebze, sahâbe-i kirâmdan kadar temiz oldu unu göstermektedir. Çünkü, sadaka vermek arasından en iyilerini eshâb [arkada ] olarak ayırdı. Bunlardan ta larını görüyoruz. Onlara geçmeden evvel unu önemle ifâde
bahsedelim: “Biz, hangi kavme, millete peygamber gönder- ibâde ir. bâdetlerin sevâbı, niyyetin temizli ine göredir. birkaçını bana vezîr olarak ve dîn-i slâm’ı insanlara bildirmekte edelim ki Sevgili Peygamber’imiz, kendisini bir muallim (e itimci)
diysek onu ancak kavminin, milletinin diliyle gönderdik ki her 4- “Eshâbıma dil uzatmakta Allahü Teâlâdan korkunuz! Benden yardımcı olarak seçti. Bunlardan bazılarını da eshâr [zevce, olarak tanıtmı ; e itimcilik vasfını, gönderili sebepleri arasında
eyi onlara açıkça anlatsın.” ( brâhîm (14), 4) “Biz, Kur’ân’ı sonra onları kötü niyyetlerinize hedef tutmayınız! Nefsinize kayınpeder, kayınvâlide, kayınbirâder ve baldız gibi kadın zikretmi , hayâtı boyunca bunu tatbîk etmi ve muva akiyeti
sâdece, onunla Allah’tan sakınanları müjdeleyesin ve iddetle uyup kin ba lamayınız! Onları sevenler, beni sevdikleri için tarafından akrabâ] olarak ayırdı. Bunlara sövenlere, i irâ târihen sâbit, ba arısı dost-dü man herkes tarafından kabûl edilmi
kar ı çıkan bir toplulu u uyarasın diye senin dilinle (indirip severler. Onları sevmeyenler, beni sevmedikleri için sevmezler. edenlere, Allahü Teâlânın, bütün meleklerin ve insanların laneti bir e itimcidir. O, 23 senede, 150 bin mübârek insan, güzîde sahâbe
okutarak) kolayla tırdık.” (Meryem (19), 97) “Biz, Kur’ân’ı Onlara elle, dille eziyyet edenler, onları gücendirenler, Allahü olsun!” [Hâkim] “Eshâbımı, ezvâcımı ve ehl-i beytimi seven, meydâna getirmi tir. Onlar da otuz-kırk-elli sene gibi çok kısa
yabancı bir dil ile göndermi olsaydık muhakkak derlerdi ki Teâlâya eziyyet etmi olurlar ki bunun da muâhazesi, ibret cezâsı cenne e benimle beraberdir.” [Râmûz] “Allahü Teâlâ bana söz zaman zarfında, gâyet mahdût imkânlarla, Endülüs’ten Çin’e kadar
onun âyetleri niçin açık beyân olunmadı? Bu ne? Dil yabancı, gecikmez, verilir.” verdi ki kızlarını aldı ım ve kızlarımı verdi im âileler, cenne e olan geni co rafî bölgeleri fethedip oralara ilim, irfân, ahlâk, fazîlet,
muhâtab Arab” (Fussılet (41), 44) “Biz, Kur’ân’ı, ö üt alsınlar 5- “Beni gören veyâ beni görenleri gören bir Müslümân’ı benimle olacaklardır.” [Deylemî] “Benimle evlenen veya kız alıp adâlet, medeniyet, nûr ve hidâyeti, tek kelimeyle söylemek
diye senin dilinde indirerek kolayca anla ılmasını sa ladık.” cehennem ate i yakmaz.” Eshâb-ı kirâmın büyüklü ünü, verdiklerim, cehenneme girmezler.” [Deylemî, bnün-Neccâr] gerekirse Allahü Teâlânın mukaddes dîni slâmiyyet’i
(Duhân (44), 58) “And olsun biz, Kur’ân’ı ö üt alınsın diye derecelerinin yüksekli ini bildiren hadîs-i erî er pek çok olup “Eshârımın [zevce tarafından olan hısımlarımın] cennetlik götürmü lerdir. Hazreti Ömer Efendimiz’in, Biz, en zelîl bir kavim
kolayla tırdık…” (Kamer (54), 17, 22, 32, 40) âyetlerinin birçok kitapta yazılıdır. Biz sadece “zikr-i cüz’ irâde-i kül= parçayı olmasını istedim. Rabbim de bu iste imi kesin olarak kabûl e i.” idik; Allahü Teâlâ, bizi slâmiyyet’le azîz eyledi. sözü ne kadar
yanında, Kur’ân-ı Kerîm’de “ve-zekkir…” (Zâriyât (51), 55) zikredip bütünü kasdetme” kâidesine göre hareket e ik. Eshab-ı [Hâkim] Eshârdan, Resûlullah’a akrabâ olmakla ere enip manidârdır.
“Hâtırlat, ö üt ver çünkü ö üt, hâtırlatma, mü’minlere fayda kirâmın hepsi cennetliktir. Bir âyet-i kerîme meâli: “Mekke’nin cennetlik olanlardan bazıları unlardır: