Page 39 - Akademi Dergisi Ocak
P. 39
AKADEMİ OCAK 2025 İlim ve Araştırma Dergisi
İSTANBUL İSLAMİ İLİMLER
AKADEMİSİ
olması hasebiyle aynı rolü üstlenmeye ba ladı ı görülmektedir. üniversiteler vardır. E itimden iktisada, çalı ma hayatından
Türkiye, açılan havaalanlarıyla ve kıtaları ba layan yollarıyla; sosyal hayata çok geni bir yelpazede ba arılı i lere imza atan bu
kültür, medeniyet, ticaret ve teknoloji alanlarında son 20 yılda en üniversitelerimiz kendinden beklenenin daha fazlasını
hızlı geli im sergileyen ülkelerden biridir. Bu ilerlemelerin kalıcı yapabilecek potansiyele sahiptir. Bu konuda samimi çalı malar
hâle getirilebilmesi için azmini ve ruhunu ecdadından alan bir yapanların oldu unu bilmek, gelecek adına ümitlerimizi
neslin yeti tirilmesi zaruridir. Bunu da ancak Ahî ruhu ve artırmaktadır. Bu konuda çalı ma yapan üniversitelerimizden
anlayı ıyla gerçekle tirebiliriz. Ülkemizin dünya üzerindeki birinin vizyon sayfasında u yazı ilgi çekmektedir: “ ‘Bir neslin
konumu, kendisine çizilen tarihî misyonu sebebiyle mazluma dikti i a acın gölgesinde gelecek nesiller serinler.’ der eski bir Çin
sı ınak olmak gibi mesuliyetleri de bulunmaktadır. Türkiye, bu atasözü. nsanlar, ‘ba arılı olmak ve rakiplerin arasından öne
konuda sırtını geriye dayayıp olanları uzaktan izleyecek çıkmak’ için ne yapılması gerekti i ile ilgili net hede er koymak
pozisyonda bir ülke de ildir. Tarih boyunca dinli/dinsiz her isterler. Ancak gelece i öngörebilmenin en iyi yolu aslında onu
mazluma ve zorda kalana yeti mi , u anki konumuyla da bunu olu turmaktır. Dünyada küresel rekabetin her geçen gün artmasıyla
tekrar gerçekle tirebilecek bir güç hâline gelmeye ba lamı tır. bu rekabetin temeli de giderek bilginin üretilmesine do rukaymı tır.
Maddi refahı gerçekle tirirken manevi kalkınmada süreklili i tici güç ise bilgi temelli üretimin ve krin sahibi olmanın parolası
sa lamak için de Ahîlik ruhu ve fütüvvetini tam manasıyla konumundaki inovasyondur.” Burada da i aret edildi i gibi
anlamamız ve gerekli adımları atmamız lazımdır. E er ehri imâr ara tırma-geli tirme ruhunu her an diri tutması gereken
ederken nesli ihyâ etmeyi ihmal edersek ihmâl e i imiz nesiller üniversitelerimizin sahip oldukları misyonlarıylageçmi in
imâr e i imiz ehirleri tahrip eder. Büyük bütçelerle düzen- birikimini bir araya getirme vizyonu ve kararlılı ı, bugün
ledi imiz teknoloji fuarlarındazeki ve kabiliyetli gençlerimizi toplumumuzun en fazla ihtiyaç duydu u konuların ba ında yer
manevi de erlerle layıkıyla donatmak için Ahîlik ruhuna almaktadır. Bu sebeple ba döndürücü hızla yol almaya devam
ihtiyacımız vardır. Bu ruh, ancak kararlı bir duru la hayata eden modernizmi, onun kölesi olmadan elinde tutacak ve
geçirilebilir. kullanacak nesiller yeti tirmek için geçmi le bugün arasındaki
ba ı çok kuvvetli kurmak mecburiyetindeyiz. Ahîlik ruhu,
Ahîlik Ruhuyla stikamet Belirler “Bilmek beyne, inanmak kalbe güç verir.” sözünün tezahür
Teknolojik üstünlük noktasında bugün Batı’ya kafa tutan ha a etmi hâli olarak nesillerimizin kurtulu reçetesidir. Kan kaybının
gençlerini yerle ik düzen kültürüne geçirerek onları hem meslek tahmin eden yöneticilerimizin vizyonu sayesinde onlara sahip birçok sahada Batı’nın da önüne geçen ülkemiz, beceri ve her geçen gün ar ı ı günümüzde e itim, aile ve ticaret hayatında
sahibi olmaya te vik etmi hem de onlara bu topraklarda kalıcı çıkarak meslekî tecrübe kazanan Suriyeliler, kendi ülkelerinde donanımı yüksek gençleri manevi olgunlukla yeti tirecek güce ve Ahîlik ruhuna çok fazla ihtiyacımız vardır. Zamanımızda milletin
oldukları mesajını vermi tir. Bölgesinde, geçmi te oldu u gibi vası ı insanlar olarak mesleklerini icrâ edebilecekler, ecdad imkâna sahiptir. Bu beceri ve donanımın gelenek hâline damarlarındaki kan kadar onu zirveye ta ıyacak ruha da büyük bir
yakın gelecekte de liderli e oynayan ülkemiz, Anadolu’yu vatan yadigârı topraklarda ülkemizin gönüllü mihmandarları olarak gelebilmesi için manevi bir rüzgârın varlı ı ar ır. Zira, “Bilmek açlık duyulmaktadır. Yakın gelecekte bu ruhun 21. yüzyıl Türkiye’si
yapan Ahî Evran Hazretleri gibi gerçek dönü ümü sa lamak hayatlarına devam edeceklerdir. Bu durum, çe itli sebeplerle beyne, inanmak kalbe güç verir.” sözünde de vurgulandı ı gibi olma yolunda nasıl bir katalizör güç oldu unu, büyük medeniyetler
zorundadır. Ahî Evran Hazretleri’nin a ı ı bu kritik adım, elden çıkan yadigâr topraklarla bir gönül köprüsü kurmak kalbi ile ruhu sinerji içinde çalı an fertlerin; vatanı ve milleti için kuran Müslüman Türk milletinin bu u urda neler ba arabilece ini
Anadolu’nun vatan olmasını sa larken ülkemizin de bundan manasına gelecektir. Öyle ki dinimizin ve kültürümüzün birçok yapamayaca ı hizmet yoktur. Ahîlik ruhuyla istikameti belli, kökü herkes ya ayarak görecek in âallah. Ümidinizi kaybetmeyin. Yolun
sonra ataca ı adımlar, 2071 hede erine ula mada ve büyük ahsiyetinin kabirleri bile bu toprakların ba rında sa lam nesiller yeti tirmek, gelece e yapılmı en sa lam ço u gi i, azı kaldı. Ömrü olan görür in âallah.
Müslüman Türk birli inin sa lanmasında önem arz yatmaktadır. te Ahîler de geçmi te bu topraklara gelenlere yatırımdır. Zira kökü derinlerde olan a açlara hiçbir afet zarar
etmektedir. Ayrıca bu topraklarda gözü olanlara, “Biz 1.000 kucak açarak Anadolu’yu vatan yapmı tır. E er 2071 hede erini veremez.
yıldır buradayız, in âallah kıyamete kadar da burada kalmaya gerçekle tireceksek biz de ecdadımız gibi mazluma kucak açıp
devam edece iz!” mesajını net olarak verecektir. Zira “Tarih onlara hak e ikleri de eri vererek bu topraklarda kalıcı Ahîlik Ruhu ile Bugün Neler Yapılabilir?
Muhteviyatında millî ve manevi hassasiyetlerin saklı oldu u gerçekle tirmi bir toplumda hangi huzursuzluklar ya anabilir: tekerrürden ibare ir.” sözü bo a söylenmi bir söz de ildir. oldu umuzu bütün cihana göstermek mecburiyetindeyiz ki 2021 yılı Ahî Evran Hazretleri’nin do umunun 850. yıl
köklü müesseselerimizin ba ında sekiz asra damgasını vuran, “Ahînin üç eyi açık olmalıdır: Eli açık yâni cömert olmalı, kapısı Asya’yı yakıp yıkan ve binlerce insanı katleden Mo olların zulüm devletimiz bu konuda gerekeni yapmı tır, yapmaya da devam dönümüydü. Ülkemiz de UNESCO ile senkronize biçimde bu
insanların ruhunun ve vicdanının hassas noktalarına dokunan açık yâni misa rperver olmalı, sofrası açık yâni aç geleni tok ve baskılarına boyun e memek için göç eden Asyalı Müslüman etmektedir. Dolayısıyla Ahîlik ruhu, millî ve manevi seneyi “Ahî Evran Yılı” olarak ilan etmi tir. Bu çabaların ve
Ahîlik gelir. Ahîlik; Müslüman Türk milletini bir arada tutan, göndermeli. Üç eyi de kapalı olmalıdır: Gözü kapalı olmalı yâni Türkler, Anadolu’ya sı ınmak mecburiyetinde kalmı lardı. sorumlulukları da hepimize hatırlatmaktadır. Bütün bunların samimi adımların sadece törenler yaparak yüzeysel mesajlar ile
içtimaî hayatı düzenleyen; barı , huzur, sevgi, saygı ve kimseye kötü nazarla bakmamalı, kimsenin ayıbını görmemeli, Ahîler, onlara kucak açarak yurt verdi, meslek ö reterek onların a yanında geçmi te Ahîler; i siz, ba ıbo gençlerin bir sanat ve geçi tirilmemesi gerekirdi. Devlet aklının o günlerde büyük ses
dayanı mayı hayat prensibi hâline getirerek bir arada ya ama dili ba lı olmalı yâni kimseye kötü söz söylememeli, beli ba lı ve i sahibi olmalarını sa ladı. O insanlar da bu topraklara gelerek meslek sahibi olmasını temin ederek onların ba kasına muhtaç getiren, “Aile, e itim ve kültür konularında arzu e i imiz
kültürü sa layan ve Müslüman Türk milletinin asırlarına olmalı yâni kimsenin namusuna ve ere ne göz dikmemeli.” Anadolu’nun vatan olmasına hizmet e iler. u an ise aynı ekilde olmaktan kurtulmalarına çalı mı lardır. Ecdadımızın bu konuda inki afı sa layamadık; demek ki bir yerlerde bir eyler
damgasını vuran bir anlayı tır. Bugün maalesef, e itimden sosyal Acaba bunlardan hangisi için “Bize yakı maz, biz buna layık dünyanın her tarafındaki mazlum soyda ve dinda larımız da vizyonu o kadar geni ki Rumlar ile Ermenilerin elinde olan sanat eksik!” sözü aslında anlayana bir i aret e iydi. Günümüzde ise
hayata, i dünyasından aileye kadar hemen hemen her sahada bu de iliz, bizim bunlara ihtiyacımız yok!” diyebiliriz? Her milletin ülkemizi güvenli liman olarak görmektedirler. Zulme u radıkları ve ticaret hayatına zamanla Türkler de katılıp söz sahibi olmaya kamu vicdanı, gözlerinin önünde her gün yitip giden gelece inin
güzide kurumdan mahrum kalmı olmanın bedelini çok a ır kendi içinde zenginlikler barındırdı ı bir hakika ir. Bu için çe itli baskılar sebebiyle ülkemize yerle erek hayatlarına ve ba lamı lardır. Bütün bunların yanında Ahîler, yaptıkları teminatı olan nesiller için daha fazlasının yapılmasını
ödüyoruz. Ahîlik; cömertlik, mürüvvet ve asalet gibi faziletleri toprakların kökü derinlerde olan nesilleri de kendi de erleri e itimlerine devam etmek mecburiyetinde kalan mazlum zaviyelerde Müslüman tüccar ve esnafın ahlâkî terbiyesi ile de beklemektedir. Üniversitelerimiz bu mesajı en net biçimde
ihtiva etmesi bakımından ahlâkî; bu faziletlerin icabını yerine istikametinde, kendi dokusuna ve ruhuna uygun bir hayat tarzını dinda larımız ve soyda larımız, bu acıları en a ır biçimde u ra mı lardır. Netice olarak Ahî zaviyeleri, zamanla memleketin almalıdır. Ahîlik ruhunu sadece e itimde de il toplumu
getirmeyi vazife edinmi kimselerin meydana getirdi i birliklere hak etmiyor mu? ya ayanların ba ında gelmi tir. Aileleriyle zulme u rayan bu her tarafına yayılmı tır. ilgilendiren bütün sahalarda entegre etmek zorundayız. Bu
âlem olması itibarıyla içtimaîdir. Bugün en fazla ihtiyacımız olan insanlar, kültürel manada büyük baskılara maruz kaldıkları için konuda AR-GE üniversitelerine büyük i ler dü mektedir.
ruhu ve vicdanı tok nesiller için Ahîli in o e siz hazinesinde Tarihten Bugüne Hitap Eden Ahîlik inançlarını ve geleneklerini de layıkıyla ya ayamamı lardır. Nesillerin hyâsı Ahîlik Ruhuna Ba lı Üniversitelerimizin bu konularda ataca ı adımlar, gelece e altın
yudumlamaktan ba ka çare kalmamı tır. Ahîlik fütüvvetname- Ahî Evran Hazretleri, Malazgirt Sava ı sonrası Anadolu’ya gelen Dolayısıyla ülkemize gelen ailelerin çocuklarına sahip çıkma Ahîlerin geçmi te, Anadolu’yu ticaret merkezi hâline getirmesi har erle yazılacaktır. Özellikle ülkemizde büyük dü ünen;
sinde (umdelerinde/yönetmeli inde) belirtilen u prensipleri göçebe Türkleri ve bir mesle i olmayan Müslüman Türk mesuliyeti de Türkiye’ye dü mü tü. Mesela gelece i çok iyi gibi bugün de ülkemizin, dünya ticaretinin kav ak noktasında de i im, geli im ve inovasyonu hayat prensibi hâline getirmi
AKADEMİ I 37