Page 34 - Akademi Dergisi Temmuz 2025
P. 34

hazırlamı lardı. Bu ihtilalin kirli serpintileri, bizim topraklarımızı   eskitilmeye ba landı.
                                                                                                                                                  da buldu. O vaki en sonra de erlerimizden uzakla ma ba ladı.
                                                                                                                                                  Buna  “Garplıla ma”, Avrupa’ya özenmeye  “ça da la ma” dendi.   Fransız  htilali’nin tesiriyle büyüyen yıkım ve yozla ma süreci, en
                                                                                                                                                   man, ibadet, ahlâk, medeniyet, örf-adet, haslet ve i et yani bizi,   nihayet  zinanın  önce  kanunen  suç  olmaktan  çıkartılmasına  ve
                                                                                                                                                  biz yapan, kalplerde Allah ve Peygamber a kını, cihad cevherini   sonunda  “düzeyli birlikteli in” de sanki aile hayatıymı  gibi
                                                                                                                                                  ya atan ne varsa içten ve dı tan saldırıya maruz kaldı.   ho görüyle kar ılanmasına kadar geldi. Artık TV’lerin kadın
                                                                                                                                                                                                        programlarında; e i, kendisini ve birkaç çocu unu bırakarak ba ka
                                                                                                                                                  Bu arada hayatımıza gazeteler, mecmualar, Batı döküntüsü   bir ki iye giden karısını geri ça ıran kocalar bile görülebilmekte.
                                                                                                                                                  romanlar girmi ti.  leride onları misyonlu  lmler takip edecekti.
                                                                                                                                                  Bu ne riyat, a ırlıklı olarak  “dönme” denen dönmemi lerin   Bugün  kızlarımız  -maalesef- tehlikede. Her aidiye en olanıyla
                                                                                                                                                  elindeydi. Yeti me ya ındaki kızları almı lardı. O kızlar, yarının   birlikte yozla ma, deh et verici çapta. Kızlarımız, tehlikede olunca
                                                                                                                                                  anneleriydi. Yayınlarla, evlere dinamit lokumları yerle tirildi.   ana olmak tehlikede demektir. Mübarek analık tehlikede olunca
                                                                                                                                                  “Kafes arkasından kurtarıyoruz!” yalanıyla i etler çarçur edildi.   aile tehlikeye dü er. Aile tehlikeye dü ünce de cemiyet, millet ve
                                                                                                                                                  Derken  ehirle tik, derken sanayi ile tanı tık, oradan elektronik   devlet tehlikededir.
                                                                                                                                                  hayata geçtik, internetle bulu tuk, sosyal medya ile televizyonu   Tela uzu çok zor ama haber vermek zorundayız. Aile çökü te,
                                                                                                                                                  arkada bıraktık, dijital dünyaya girmemiz gecikmedi; yapay zekâ,   nüfus artı ı dü ü te, bekamız tehlikede.  u gericiler (!) de olmasa
                                                                                     Prof. Dr. Orhan Torkul                                       insanla yarı a ba ladı, servetler göz kama tırıcı oldu.  çökü  daha hızlı olacak.  yi ki Cemil Meriç merhumun sözüyle,
                                                                                     Sakarya Üniversitesi                                          ki asra yakın bir zamanda  çok  ey  de i mi , çok inkılap ve    “Murdar bir hâlden muhte em bir maziye kanatlanmak gericilikse her
             Sosyal Yangında                                                         Ö retim Üyesi                                                farklılıklar ya anmı tı. Lakin ortada buruk bir yalnızlık vardı.   namuslu insan gericidir!” diyen inanç sahibi insanlar var.
                                                                                                                                                  Akrabalık, kom uluk, sadakat, merhamet hızla a ınıyordu. Herkes
             İLK KURTARILACAK DEĞER                                                                                                               yüksek lisanslı, çok genç doktoralıydı ama evlenmeler ihmale   Bu tehdidi görmeli ve akla  koymalı ki:
                                                                                                                                                                                                        Aile çökerse
                                                                                                                                                  u ruyordu. Cemiyetimiz “çekirdek aile” denilen bir hastalı a, bir
                                                                                                                                                                                                        Devlet yıkılır.
                                                                                                                                                  felâkete tutulmu tu. Orada da kalınmadı; ayıplar ayıbı bo anma,
             AİLEDİR                                                                                                                              kapıları çalar oldu. Dedelerimizde, ninelerimizde, ana-   Ne Süleymaniye ne de di er selâtin-i Osmaniye camileri,
                                                                                                                                                  babalarımızda 60 seneye varan hayat arkada lıkları, 60 günde
                                                                                                                                                                                                         l-ayakları çöktü ünde ayakta kalabilir.
                                                                                           Rahim Er
                                                                                           Yazar



         Süleymaniye,  Sultanahmet,   ehzadeba ı  gibi  ihti amlı  bu yana böyleydi. Hâlen de her  eye ra men böyle olmak için
         mabetlerimizi, “ l-aya ı” denilen azametli sütunlar ayakta tutar.   direnmeye devâm ediyor.  ’lâyı kelimetullahı  anlı burçlara
         Bunun gibi cemiyetimizi, milletimizi, devletimizi ayakta tutan da   yükselten  bir  imparatorluk  kudretine  bu  aile  muhkemli iyle
         ailedir. Aileyi ayakta tutan kadındır. Çocu un yeti mesindeki   ula tık. O ça larda bo anmak ayıplar ayıbıydı, gelinlikle girilen
         büyük pay, annenindir.                               evden kefenle çıkmak esas oldu undan her zorlu a sabredilir,

         Kadın; erke inin e i, çocukların anasıdır. Zor dönemlerin “çözüm   tahammül gösterilir; o aile, da ılmaz, çökmez, çocuklar mahzun
         orta ı”dır, do ruyu sözü e meden-bükmeden en riyasızca   edilmezdi.
         söyleyen dos ur. Sevgili Peygamber’imizin -aleyhisselam-   O demlerde köylü toplumduk, elde birkaç diploma yoktu. Ama
         “Cennet, anaların aya ının altındadır.” hadis-i  eri  malumdur.    aile vardı, muhabbet vardı, yuvayı yapan di i ku  vardı, akrabalık,
         Toplum ve millet hayatının her  eyi olan ailenin temeli, irfanımızın   kom uluk vardı. Rehber eserlerde  “nikâhsızlık zinadır; zina,
         keramet izafe e i i nikâhtır. Cennetin rızasıyla kazanılaca ı ana,   günah-ı kebairden, büyük; en büyük günahlardandır.” diye yazardı.
         anne, valide olmak, cemiyet gelene imizde nikâhla ba lar. Sünnet    imdi de öyle yazar. Bizim bu temiz  hayatımızda  yabancı bir
         üzere nikâh kıyılırken Peygamber’imizle Hazret-i Hatice,   kadınla yabancı bir erke in aynı çatı altında ya aması ve buna
         Peygamber’imizle Hazret-i Ai e, Hazret-i Ali ile Hazret-i Fatıma   “düzeyli beraberlik” denmesi asla dü ünülmezdi.
         arasındaki ülfet ve muhabbet benzeri bir hayat dilenir,  “Bir
         yastıkta kocayın.” diye dualar edilir ve gelin olarak bu yuvaya dâhil   Aile hayatımız; bizim a ız tadımız, gönül huzurumuz, i iharımız
         olan kadın; sadık bir e , fedakâr bir ana olur.  stikbale, insanlık   ve öbür cemiyet, millet ve devletlere kar ı en bariz farkımız ve en
         numunesi evlatlar yeti tirir. Gün gelir, onların mürüvvetini görür;   büyük servetimizdi.  stikametimizi de cömertli imizi de
         nene, nine, büyük anne olur ve kendi dü ün gününden seneler ve   cesaretimizi de aile merkezli bu hayat beslerdi.
         seneler sonra tabutuna serilmi  ya ma ıyla cennete yolcu edilirdi.   Bir gün bir kıvılcımla Paris’te bir politik ve sosyal yangın çıktı.
         Bu hayat tarzı, bu has ya ama üslubu, milletçe  slâm   Avrupa’da iklimleri kavuran yangına  “Fransız   htilali” dendi.
         medeniyetinin  ere i bir mensubu oldu umuz 10 küsur asırdan   Masonlar,  onu  yıllar  süren karanlık oda  çalı maları  ile

         AKADEMİ  I  32
   29   30   31   32   33   34   35   36   37   38   39